ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ KAMBİYO SENETLERİNDE VADE TARİHİNİN TEMERRÜDE ESAS ALINAMAYACAĞINA İLİŞKİN YARGITAY İÇTİHATI BİRLEŞTİRME HUKUK GENEL KURULU KARARI
ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ KAMBİYO SENETLERİNDE VADE TARİHİNİN TEMERRÜDE ESAS ALINAMAYACAĞINA İLİŞKİN YARGITAY İÇTİHATI BİRLEŞTİRME HUKUK GENEL KURULU KARARI
GİRİŞ
Gerek ticari hayat içerisinde gerekse gündelik hayatın içerisinde çok fazla kullanım alanı bulan kambiyo senetleri hakkında Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun vermiş olduğu 2019/1 E. 2019/8 K. 25.12.2019 tarihli İçtihatı Birleştirme Kararı 14.07.2020 tarihli 31185 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. İçtihatı Birleştirme Kararları, ilk derece mahkemeleri için bağlayıcı nitelikte olduğundan bundan böyle icra takip ve dava açılışlarında faiz talebinin bu doğrultuda belirlenmesi uygun olacaktır.
Bu kapsamda kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırladığımız yazımızda öncelikle TTK kapsamında kambiyo senetlerinin hukuki anlamdaki mahiyetini açıklamakta fayda vardır.
KAMBİYO SENEDİ NEDİR?
Kambiyo senetleri bir kıymetli evraktır ve kıymetli evrak tanımı da TTK md. 645 de yapılmıştır. İlgili madde hükmü gereğince bir hak kıymetli evraka bağlanmışsa, senetsiz bu hakkın ileri sürülebilmesi mümkün değildir. Hakkın senetsiz ileri sürülebilmesi için senedin ya kambiyo vasfını kaybetmiş olması ya da zayi olması veya senedin borçluya geri verilmiş olması gerekmektedir.
Peki Bono'nun (Günlük Hayatta Senet olarak bilinen) Hukuki Niteliği Nedir?
TTK 'nin 776-779 maddeleri arasında düzenlenen bonolar hukuki niteliği itibariyle içerisinde kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğinden TTK da düzenlenmiş diğer kıymetli evraklardan daha özel niteliklere sahip bir kıymetli evraktır. TTK' nın 776 ve 777. maddelerinde bononun geçerlilik unsurları düzenlenmiş, bu unsurlar arasında vade de sayılmış olmasına karşın md.778 in poliçelere ilişkin maddelere geniş olarak yapmış olduğu atfıyla poliçeler için uygulanan vadeye ilişkin hükümlerin bonoya mahiyeti uygun olduğu sürece uygulanabileceği hüküm altına alınmıştır.
Yani poliçelerde olduğu gibi bonolarda da vade zorunlu unsur değildir. Vadesi belirlenmemiş bir bono, kanunda belirlenen zorunlu unsurları içeriyorsa geçerli bir bonodur.
Bono'da Zamanaşımı Süreleri Ne Kadardır?
- Düzenleyene Karşı İleri Sürülecek Talepler Yönünden: Vade tarihinden itibaren 3 yıl.
- Hamilin Kendisinden Önce Gelen Müracaat Borçlularına Karşı İleri Süreceği Talepler Yönünden: protesto tarihinden itibaren 1 yıl.
- Ödeyen Müracaat Borçlusunun, Kendinden Önce Gelen Müracaat Borçlularına Karşı İleri Süreceği Talepler Yönünden: Ödeme tarihinden itibaren 6 aydır.
Zamanaşımına uğramış Bono'nun Hukuki Niteliği Nedir?
Bono Kanunda belirtilen sürenin geçmesiyle kendiliğinden kambiyo vasfını kaybetmez. Zamanaşımı bir def’idir yani başka bir değişle karşı tarafın bunu ileri sürmesi gerekir. Ancak bu durum ileri sürüldüğünde bono kambiyo vasfını kaybeder. Borçlu zamanaşımı ileri sürmezse bonoya dayalı olarak icra takibi veya alacak davası açılabilir; bu zamanaşımı durumu, def-i hakkı olan tarafça ileri sürülebilir yani hakim tarafından re'sen/kendiliğinden dikkate alınamaz.
Borçlunun süresinde zamanaşımı defini ileri sürmesi halinde, artık bononun hamili (elinde bulunduran kişi) öncelikli olarak kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını kaybeder. Örneğin artık Kambiyo hukukuna özgü icra takibi yapamaz.
Peki zamanaşımına uğrayan bono hiçbir şekilde kullanılamaz hale mi gelir? Bu soruya cevabımız: Hayırdır. Zamanaşımına uğrayarak kambiyo vasfını kaybeden bonodan HMK md 202 kapsamında yazılı delil başlangıcı olarak yararlanılabilecektir. Nitekim doktrin ve uygulamamda da bu noktada görüş birliği de mevcuttur.
Böyle bir bonodan delil başlangıcı olarak yararlanılabilir olması; Türk hukukunda bulunan SENET’E KARŞI SENETLE İSPAT ZORUNLULUĞU açısından önem arz etmektedir. Çünkü zamanaşımına uğramamış bir bonoya karşı iddiaların ispatlanabilmesi için yazılı senet sunmak zorunluyken; zamanaşımına uğramış bir bonoya karşı artık senetle ispat zorunluluğu ortadan kalkmaktadır. Başka bir değişle senetle ispatı gereken hukuki bir işlem için delil başlangıcı varsa o hukuki işlem artık tanık dinlenerek de ispatlanabilir.
İşte delil başlangıcının varlığı halinde hakim hem delil başlangıcı hem de dinlenen tanık ve diğer takdiri delilleri serbestçe değerlendirerek bir karar verecektir.
Borçlu Nasıl Temerrüde Düşürülür?
TBK md 171/1 uyarınca “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” hükmü uyarınca temerrüdün borcun muacceliyetiyle değil, kural olarak alacaklının ihtarıyla gerçekleşeceği kabul edilmiştir.
Ancak Kambiyo senetlerinden olan ve üzerinde belirli bir gün belirlenmiş olan bonolar da borçlunun temerrüde düşmesi için alacaklının ayrıca bir ihtarına gerek yoktur. Belirlenen günün gelmesiyle borçlu temerrüde düşmüş sayılır.
Ancak bu zamana kadar zamanaşımına uğramış ve kambiyo vasfını kaybetmiş bonolar için bono üzerindeki vade tarihinde mi borçlunun temerrüde düşmüş olarak sayılacağı; yoksa alacaklının ihtarı ile mi temerrüdün gerçekleşmiş sayılacağı doktrinde farklı görüşlerle ve de Yargıtay hukuk dairelerin vermiş olduğu farklı kararlarda tartışmalı bir konu durumundaydı. İşte Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun vermiş olduğu İçtihadı Birleştirme Kararlıyla bu tartışmalar son bulmuştur.
İÇTİHATI BİRLEŞTİRME KARARININ GEREKÇESİ
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun vermiş olduğu anılan kararı gerekçesinde özetle:
1-)Kambiyo senetlerinin kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak ve borçların temel borç ilişkisinden bağımsız olduğunu; böyle bir kambiyo taahhüdünde bulunmanın temelinde -şart olmasa da- genellikle satım, bağışlama, kira gibi temel bir borçlandırıcı işlemin olduğunu belirtmiş, temel bir ilişkinin taraflarından birinin kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle de ikinci bir borç ilişkinin doğacağını açıklamıştır.”
2-)Kambiyo senedinin “mevcut bir borcun ifası yerine” veya “mevcut bir borç ifası uğruna” verilebileceğini,
3-)Mevcut bir borç ifası yerine verilen senetler de; temel ilişkiye dayalı borcun ve buna bağlı teminatların sona erdiğini, verilen kambiyo senedi ile temel borç ilişkisinin yenilendiğini,
4-)Mevcut bir borcun ifası uğruna verilen senetler de ise ;temel ilişkiye dayalı borcun sona ermediğini , bu ilişkiden doğan talep hakkının yanında paralel ve yarışan bir kambiyo talep hakkının doğacağını, temel borç ilişkisinden doğan talep hakkının kambiyo senedinden doğan talep hakkının kullanılmasına kadar (yani vadenin gelmesine kadar) donmuş olduğunu,
5-)Bonodan doğan alacak muaccel olunca, temel borç ilişkisinden doğan alacağında muaccel olacağını, başka bir değişle temel ilişkiye dayalı borcun muacceliyet tarihinin bononun vadesine kadar ertelenmiş olacağını; Bu durumda alacaklı vadeden itibaren isterse temel borç ilişkisinden doğan talep hakkını, isterse bonodan kaynaklı talep hakkını kullanabileceğini,
6-) Zamanaşımına uğramış bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için kambiyo hukukunun tanıdığı özel imkanlardan yararlanılamayacağı, bononun fiziki olarak bulunsa dahi maddi hukuk anlamında hiçbir şey ifade etmediğini yalnızca ispat hukuku açısından yazılı delil başlangıcı olarak nitelendirilebileceğini,
7-)Bonodaki vade tarihinden itibaren faiz işletilebileceği hükmünün bononun kambiyo vasfına haiz olmasından kaynaklı TTK m: 725/1-b belirtilen talep haklarından biri olduğunu, bu nedenle zamanaşımına uğramış bono, kambiyo vasfını kaybettiği için vade tarihi sadece temel ilişkinin muacceliyet tarihi olarak dikkate alınabileceğini ve borçlu temerrüde düşmeden faiz talep edilmesinin mümkün olmayacağını,
8-) Kambiyo senetlerinden doğan talep hakkının bononun zamanaşımına uğramasıyla sona erdiğini, alacaklının ancak temel ilişkiye dayalı olarak alacağını talep edebileceğini, bu nedenle de alacağa işletilecek olan faizin başlangıç tarihini TBK md:171 kapsamında ancak kural olarak alacaklının ihtarının tebliğ edilmesi ile başlatılabileceğini,
9-) Zamanaşımına uğrayan bononun hamili, kambiyo senedinden doğan haklarını korumak için zamanaşımı süresi içinde Kanun’un kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmemesine rağmen, temel ilişkiye dayalı olarak yapacağı takip ya da açılan davada vade tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hukukta korunan değerler ile örtüşmeyeceğini,
Tespitleriyle; zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybederek yazılı delil başlangıcına dönüşen bonodaki vade tarihinin, temel ilişkiye dayanılarak yapılan bir takip veya açılan bir davada temerrüde esas alınamayacağına dair oy çokluğu ile karar vermiştir.
SONUÇ:
Yukarıda da belirttiğimiz üzere; kısaca açıklamaya çalıştığımız bu İçtihadı Birleştirme Kararının, mahkemeler nezdinde bağlayıcı etkisi olduğundan vatandaşlarımıza; özellikle de uygulamada ciro silsilesiyle elden ele dolaşan bonolarda düzenleyen, ciranta ve de hamillerin; bonodaki vade tarihine ve zamanaşımı sürelerine dikkat etmelerini, böyle bir durumun olması halinde süresi içerisinde zamanaşımı defilerini ileri sürmelerini
Ayrıca haklarında açılmış ve dayanağı zamanaşımına uğramış bir bono olan icra takibi ve davalarda; işletilen faizin hangi tarihten itibaren başlatılmış olduğuna dikkat etmelerini, bu uğurda bir hak kaybı yaşamamaları adına bir avukata danışmalarının yarlarına olacağını nacizane fikrimiz olarak tavsiye ederiz.
SON NOT.1: MAKALEDE BELİRTİLEN VE DİĞER HUKUKİ KONULU SORUNLARINIZDA BİLGİ EDİNEBİLMEK İÇİN SAYFAMIZDA YER ALAN "AVUKATA SOR" BÖLÜMÜNDEN SORULARINIZI SORABİLİRSİNİZ.
SON NOT.2: MAKALEMİZİN FAYDALI OLMASINI TEMENNİ EDERİZ. İŞ VE İŞLEMLERİNİZE ÖZEL DURUMLARIN OLABİLECEĞİNİ UNUTMAYINIZ. BU UĞURDA HAK VE ZAMAN KAYBINA UĞRAMAMANIZ İÇİN MUTLAKA AVUKATINIZA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.
Saygılarımızla,
GÜNEY HUKUK BÜROSU
Av. Tuğba BAŞARAN