TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN (TKHK) UYARINCA TÜKETİCİ İŞLEMLERİNDE ALACAĞIN TEMLİKİ HAKKINDA DEĞERLENDİRME

TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN (TKHK) UYARINCA TÜKETİCİ İŞLEMLERİNDE ALACAĞIN TEMLİKİ HAKKINDA DEĞERLENDİRME

GİRİŞ

TKHK uyarınca tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemdir. Sözleşmenin bir tarafı tüketici olup, tüketiciye belirli bir bedel karşılığında mal ya da hizmet sunulur. Taraflardan birinin tüketici, diğerinin satıcı ya da sağlayıcı olduğu her türlü sözleşme tüketici işlemi olarak kabul edilmiştir.

Burada tüketici kavramına da değinmemiz gerekecektir. Tüketici, mal veya hizmeti ticari/mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan, yararlanan gerçek ya da tüzel kişidir.

TKHK, Borçlar Kanunu (TBK) ve Ticaret Kanununa (TTK) göre özel bir kanundur. Bu nedenle de TKHK’da hüküm bulunan konularda bu kanun, hüküm bulunmayan konularda ise niteliğine uygun düştüğü ölçüde TBK ve TTK uygulanacaktır. TKHK 83. maddede bu husus açıkça vurgulanmıştır.

TÜKETİCİ VE SENET

Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde yalnızca nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği öngörülmüştür. Buna aykırı düzenlenen senetlerin ise tüketici yönünden geçersiz olduğu hüküm altına alınmıştır.

Sadece nama yazılı senet düzenlenebilmesi tüketiciyi korumak amaçlı getirilmiş bir düzenlemedir. Kıymetli evraklar tedavül kabiliyetine sahip olduğu için nama yazılı senet veren tüketici, daha sonra o senedin kimlerin eline geçeceğini öngöremeyecektir. Bu noktada, nama yazılı senedin devir şekli önem taşımaktadır. Nama yazılı senetler yazılı devir beyanı ve zilyetliğin devri (teslim) ile devredilirler. Yazılı devir beyanı bir yönüyle alacağın devri niteliğindedir. Bu kıymetli evraklara alacağın devri hükümleri uygulanır.

Tüketici işlemlerinde nama yazılı senet düzenlenmesinin ve bu senetlere alacağın temliki hükümleri uygulanmasının tüketici lehine sonuçları mevcuttur.

Öncelikle nama yazılı senetler temel ilişkiden bağımsız olarak düşünülemez. Bu sebeple temel ilişkiye ilişkin her türlü defi senedi elinde bulunduran yeni hamile karşı da ileri sürülebilecektir. Örneğin, malın teslim edilmemesi ya da ayıplı olması halinde tüm bu defiler yeni alacaklıya karşı da ileri sürülebilecektir. Böylece zayıf taraf olan tüketicinin korunması amaçlanmıştır.

TKHK UYARINCA TÜKETİCİ İŞLEMLERİNDE ALACAĞIN DEVRİ

Alacağın devri müessesesi, Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Alacağın devri, bir borç ilişkisinden doğan alacağın alacaklı tarafından borçlunun rızası aranmaksızın başka bir kimseye devredilmesidir. Bu şekilde, borç ilişkisindeki alacaklı değişmektedir. Devredenin yerini yeni alacaklı almaktadır.

Alacağın devri ile birlikte artık alacağı talep etme hakkı yeni alacaklının olur. Örneğin satım sözleşmesinde bedel alacağı devredilmişse artık yeni alacaklı bu bedelin ödenmesini talep edecektir.

Alacağın devrinde, alacakla birlikte alacak hakkının sağladığı talep ve diğer yetkiler devralana geçmekte ve sadece onun tarafından kullanılabilmektedir. Alacağın devrinden sonra eski alacaklı bu alacağı tahsil edemez, borçluyu ibra edemez ve bu alacağı başka bir kişiye devredemez. İfayı talep etme ve kötü ifa hallerinde tazminat talebi, temerrüt durumunda süre verme, ek süre vererek sürenin sonunda ifadan vazgeçme yoluyla ifa etmemeden doğan zararın tazmini, ayıp sebebiyle tazminat ayıplı şeyin onarımı ve değişimini isteme, mahkemeye ve icraya başvurma hak ve yetkileri alacağı devralana geçecektir.

Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenmeyen hususlarla ilgili niteliğine uygun düştüğü ölçüde TBK ve TTK hükümlerinin uygulanacağını yazımızın başında belirtmiş idik. Bu durum dikkate alınarak, tüketicinin borçlu olduğu satıcı yada sağlayıcının alacaklı olduğu hallerde alacaklı satıcı/sağlayıcı alacağını devretmek isterse TBK hükümleri uygulanacaktır. TBK alacağın devri hükümlerinin uygulanmasının, tüm bu açıklamalar dikkate alındığında TKHK’un niteliğine uygun düştüğü görülmektedir. Keza, tüketici ile işlemlerde yalnızca nama yazılı senet düzenlemesi ve bu senede alacağın temliki hükümlerinin uygulanması da bu hususu desteklenmektedir.

Tüketici işlemlerinin, taksitli satış sözleşmesi şeklinde yapılması da mümkündür. Taksitli satış sözleşmesinde alacağın devredilmesi halinde alıcının satış bedeli alacağına ilişkin defileri sınırlanamaz. (TBK m. 257) Anılan hüküm, TKHK madde 83/1 atfı uyarınca tüketiciye ilişkin taksitli satış sözleşmelerinde uygulama alanı bulduğu söylenebilecektir.

Bu çerçevede, tüketici işlemlerinde satıcı/sağlayıcının işlemin niteliğine uygun düştüğü ölçüde alacağını temlik etmesi halinde tüketici işlem yaptığı satıcı/sağlayıcılara karşı ileri sürebileceği tüm defileri yeni alacaklıya karşı da ileri sürebilecektir. Ek olarak, alacaklı değiştiği için artık yeni alacaklı borcun ifasını tüketiciden talep edebilecektir.

 

SON NOT.1: MAKALEDE BELİRTİLEN VE DİĞER HUKUKİ KONULU SORUNLARINIZDA BİLGİ EDİNEBİLMEK İÇİN SAYFAMIZDA VEREN ALAN AVUKATA SOR BÖLÜMÜNDEN SORULARINIZI SORABİLİRSİNİZ.

SON NOT.2: MAKALEMİZİN FAYDALI OLMASINI TEMENNİ EDERİZ. İŞ VE İŞLEMLERİNİZE ÖZEL DURUMLARIN OLABİLECEĞİNİ UNUTMAYINIZ. BU UĞURDA HAK VE ZAMAN KAYBINA UĞRAMAMANIZ İÇİN MUTLAKA AVUKATINIZA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.

AV. Didem GÜREM

Saygılarımızla,

GÜNEY HUKUK BÜROSU    

 

© 2019, Tüm hakları saklıdır, Tasarım & Geliştiren: Fik-iHayal