KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU VE BORÇLAR KANUNU HÜKÜMLERİNCE ARAÇ SAHİBİNİN VE İŞLETENİN TAZMİNAT SORUMLULUĞU
Gelişen teknoloji, değişen global dünya standartları ile birlikte günümüzde artık azımsanmayacak sayıda kişinin, araç sahibi olduğu bilinmektedir. Bu araçların günlük hayatımız içerisinde trafikteki mevcudiyetleri ve bulunma süreleri herkesin malumudur.
İşte her gün sayısı biraz daha artan ve bununla doğru orantılı olarak maalesef ki artış gösteren trafik kaza oranları nedeniyle; bu kazalardan zarar gören veya kazaya karışan aracın maliki veya işleteni olan kişiler için kanunlarda ön görülen hükümler önem arz etmektedir.
Bizler de günlük hayat içerisinde hukuksal düzeyde büyük bir orana sahip bu uyuşmazlıklara uygulanacak hükümleri, kanuni hakları ve şartları işbu yazımız ile değinmekte yarar görmekteyiz.
A)TANIMLAR:
KTK md.3 hükmüne göre;
1-)ARAÇ: Karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz ve özel amaçlı taşıtlar ile iş makineleri ve lastik tekerlekli traktörlerin genel adıdır.
2-)ARAÇ SAHİBİ: Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir.
3-)İŞLETEN: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.
3.a-) Gerçek işleten;
Araç sahibi olan kişi; gerçek işleten aracın trafik kaydında malik olarak görülen kişidir. Uygulamada genellikle aracın işleteni ile aracın sahibi aynı kişidir.
KTK 85. maddesine göre aracın işletenini tespit etmek için öncelikle aracın trafik kaydına bakmalıdır. Genel olarak trafik sicilinde araç sahibi olarak görünen kişi işletendir. Bu husus yasal karinedir.
Ancak kayıtta araç sahibi olarak görünen kişi, aracının noterde satmamış olsa dahi, adi satışla satın alan aracı fiili ve ekonomik hâkimiyetine almış ise (aracın vergisini, sigortasını ödüyorsa, aracın trafiğe çıkartılıp çıkartılmamasına karar veriyorsa) bu kişi aracı noter satışıyla satın almamasına rağmen aracın işleteni sayılmaktadır. Bu nedenle zarar gören kişi aracın tescil kaydında görünen kişiye değil de başkasına ait olduğunu her türlü delille ispat edebilir.
Aracın mülkiyeti muhafaza kaydıyla satılması halinde noter tarafından tutulan sicilde alıcı sıfatıyla üzerine kayıtlı olan kişi de işleten sayılır.
Motorlu aracın kiracısı veya ariyet alanı
Motorlu aracı kendi adına, tehlikesi kendisine ait olmak üzere işleten ve araç üzerinde fiili tasarrufta bulunan, kişi işletendir.
3.b-) Farazi işleten;
Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar,
Yarış düzenleyiciler,
Motorlu aracı çalan veya gasp edenler, ise farazi işletendir.
Bu sıfata sahip işletenler KTK md 104 gereği, motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur.
B)SORUMLULUK:
KTK 85. maddesinde motorlu bir araç işleteninin sorumluluğu, kusura dayanmayan bir tehlike sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme; karayollarındaki motorlu araçların işletilmesinin doğurduğu büyük tehlike, bunların zarar doğurmaya müsait oluşu nedeniyle oluşturulmuştur.
Anılan bu hüküm uyarınca, motorlu bir aracın işletilmesi cismani bir zarara ya da bir şeyin hasara uğramasına sebep olursa işleten kusursuz olarak sorumlu olacaktır.
İşletenin bu sorumluluğu, düzenlenen kusursuz sorumluluklardan, tehlike sorumluluğudur. Eğer ortada bir zarar varsa karine olarak bu zarar motorlu araç işletilmesinin tabi bir sonucudur. Bu nedenle, sonuçtan motorlu aracı işleten sorumludur.
Tekrar vurgulamakta yarar vardır ki; KTK 85/1 göre işletenin sorumluluğu kusur sorumluluğu olmadığı gibi, TBK 71. maddesinde öngörülen objektif özen ödevinin ihlaline dayanan bir sebep sorumluluğu da değildir. Dolayısıyla işleten hiçbir kusuru olmazsa da, aracın işletilmesinin sebep olduğu zararı tazmin etmekle sorumludur.
1996 yılında KTK yapılan değişiklikle teşebbüs sahibine de sorumluluk getirilmiştir. Buna göre, otobüslerde yapılan yolculuklarda, otobüsün bir işletmenin adı altında veya işletme tarafından işletilmesi sırasında meydana zararlardan teşebbüs (işletme) sahibi de işleten ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
B.a) Zarar Verenin Birden Fazla olması durumunda Sorumluluk:
Buna ilişkin husus KTK Md. 88 ‘de düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre;
“(1)Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
(2)Birden fazla kişinin sorumlu olduğu durumlarda, bunlar arasındaki ilişki bakımından zarar, olayın bütün şartları değerlendirilerek paylaştırılır. Özel durumlar ve özellikle araçların işletme tehlikeleri, zararın iç ilişkide başka türlü paylaştırılmasını haklı göstermedikçe, işletenler ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kusurları oranında zarara katlanırlar.”
B.b) Sorumluluk Şartları:
Kısaca özetlemek gerekirse; bir kimsenin, bir motorlu aracın işletilmesinden doğan zarar nedeniyle KTK uyarınca sorumlu tutulabilmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmiş olması gerekir. Bunlar;
1-) Zarar bir motorlu araç tarafından gerçekleştirilmiş olmalıdır.
2-) Araç işletilme halinde olmalıdır.
3-)Aracın işletildiği yer karayolu olmalıdır.
4-)Aracın işletilmesi nedeni ile bir zarar doğmalıdır.
5-)Zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.
6-)İşletenin sorumluluğundan kurtulması veya sorumluluğunu azaltan durumları ortaya konulmamış olmalıdır.
TAZMİNAT SORUMLULUĞU:
Maddi ve Manevi Tazminat:
KTK’ maddi ve manevi tazminat kenar Başlıklı Madde 90: “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Belirtilen madde uyarınca maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında TBK haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
TBK. 49 ve davamı maddelerinde belirtilen hususlar maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularındaki bölümler trafik kazaları nedeniyle meydana gelen zararlarda uygulanacaktır.
Trafik kazasında bir kişi ölmüşse; Mirasçıları, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği, ölenin, ölümü nedeniyle duydukları acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminatta talep edebilirler.
Yaralamalarda; Meydana gelen iş ve güç kaybı nedeniyle iş ve güçten yoksun kalınan gün boyunca, çalışamadığı ve kazançtan yoksun kaldığı için, çalışamayıp yoksun kaldığı kaybı, tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilecektir Aynı şekilde manevi tazminat talebinde de bulunabilecektir.
Sakatlanmalarda; Kişi sakatlık oranına göre meydana gelecek iş ve güç kaybına göre zararını talep edebilecek, tedavi masraflarını isteyebilecek ve manevi tazminata hak kazanabilecektir.
Maddi Zararlarda; Araçlara veya eşyalara verilen zararların karşılanmasını isteyebilecektir.
Özellikle belirtmek isterim ki, maddi zararlarda araçların kaza nedeniyle uğradıkları diğer kaybın istenebileceğini düşünüyorum. Örneğin; kazada bir aracın ciddi bir şekilde hasarlandığını düşünelim, burada araçta meydana gelen ve aracın tamiri gereken zararı isteyebileceğini, aracın darbeli oluşu nedeniyle uğradığı değer kaybını da isteyebiliriz.
Maddi ve manevi tazminat taleplerinde; Tazminat miktarları tarafların olaydaki kusur oranına göre belirlenecektir.
SONUÇ:
Yukarıda izah ettiğimiz hususların teknik ve özel hükümler olduğunu, araç sahibi, işleten, teşebbüs sahibi kavramlarının her somut olayda ayrıntılı şekilde incelenmesi gerektiğini, tazminat yönünden alınacak bilirkişi raporlarında kusur oranları önem arz edeceğinden açılacak olan davalarda yahut başvurularda belirtilen bu hususların dikkat edilmesi gerektiğini naçizane fikrimiz olarak tavsiye ederiz.
SON NOT.1: MAKALEDE BELİRTİLEN VE DİĞER HUKUKİ KONULU SORUNLARINIZDA BİLGİ EDİNEBİLMEK İÇİN SAYFAMIZDA VEREN ALAN “AVUKATA SOR” BÖLÜMÜNDEN SORULARINIZI SORABİLİRSİNİZ.
SON NOT.2: MAKALEMİZİN FAYDALI OLMASINI TEMENNİ EDERİZ. İŞ VE İŞLEMLERİNİZE ÖZEL DURUMLARIN OLABİLECEĞİNİ UNUTMAYINIZ. BU UĞURDA HAK VE ZAMAN KAYBINA UĞRAMAMANIZ İÇİN MUTLAKA AVUKATINIZA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.
Saygılarımızla,
GÜNEY HUKUK BÜROSU
Av. Tuğba BAŞARAN