İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HK. BİLGİ NOTU

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HK. BİLGİ NOTU

İstanbul Sözleşmesi diğer adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi 24.11.2011 tarihinde TBMM tarafından onaylanmıştır.

Resmi Gazetede 20 Mart 2021 tarihinde yayımlanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından Feshedilmesi Hakkında 3718 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararıile anılan sözleşme feshedilmiştir.

1)İstanbul Sözleşmesinin Feshinin İncelenmesi

1.1)Hukukun temel kurallarından biri, yetkide ve usulde paralellik ilkesidir. Bir işlemin yapılmasında uygulanan usulün işlemin kaldırılmasında da aynı şekilde uygulanması gerekmektedir.

Anayasa m. 90 ilk fıkra uyarınca; ‘’Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.’’  denilmiştir.

Anılan uluslararası sözleşme,6251 sayılı Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile onaylanıp bağlayıcı hale gelmiştir. Diğer bir deyişlesözleşme TBMM’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulma kanunundan sonra Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe konulmuştur. Fesihte de aynı usulün uygulanması gerekmektedir. Dolayısı ile TBMM yeni kanun çıkarmadan Cumhurbaşkanı kararı ileanılan sözleşmenin feshedilmesi mümkün görülmemektedir.

1.2)İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali olarak tanımlamıştır. Anayasa m. 104; ”Temel haklar, kişi hakları konusunda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılamaz.” düzenlemesi mevcuttur. İstanbul Sözleşmesi de şiddetle mücadele konusunda bir insan hakları sözleşmesi olduğundan bu konuya ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılamaz denilmektedir.

1.3)Anılan Cumhurbaşkanı kararı, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3üncü maddesi dayanağı ile alınmıştır. Dayanak maddede ‘’Milletlerarası andlaşmaların … hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme, Cumhurbaşkanı kararı ile olur’’ denilmiştir.9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3. maddesi, 1963 yılına ait 244 sayılı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasının tekrarıdır. İstanbul Sözleşmesinin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından Feshedilmesi Hakkında 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, bu Kararın dayanağı olan 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin kendisinin hukuka aykırı olmasısebebiyle hukuka aykırı olduğu görüşü savunulmaktadır. [1] Bir başka görüş ise; bunun yalnızca usuli nitelik taşıyıp, TBMM’nin onayladığı ve daha sonra tatbikini durdurduğu veya sonlandırdığı uluslararası sözleşmelerle ilgili bildirimin “Devlet Başkanı” sıfatıyla Cumhurbaşkanınca uluslararası muhataplara iletilmesinden ibaret olduğunu ileri sürmektedir.[2]

2)İstanbul Sözleşmesinin Yürürlükten Kalkması Fesihten 3 Ay Geçtikten Sonra Gerçekleşecektir.

İstanbul Sözleşmesi’nin ‘’Sözleşmenin Feshi’’ başlıklı 80. maddesinde ‘’Taraflardan herhangi biri, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacağı bir bildirimle, herhangi bir zaman bu Sözleşmeyi feshedebilir. Sözleşmenin feshi, konuya ilişkin bildirimin Genel Sekretere ulaştırıldığı tarihten itibaren üç aylık sürenin bitimini izleyen ayın birinci gününde yürürlüğe girecektir.’’denilmiştir.

Anılan sözleşmenin feshi her ne kadar iç hukukumuz bakımından hukuka aykırılığı tartışma konusu olsa da, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesini feshetmesinde uluslararası hukuka uygunluk problemi yoktur. Sözleşmenin 80. maddesine göre yapılacak bildirim ile sözleşmenin feshi mümkündür. Ancak fesih, bildirimin Avrupa Konseyi Genel Sekreterine ulaşmasından itibaren 3 aylık sürenin dolması ile sonuç doğuracaktır.

3)İstanbul Sözleşmesinin Feshi Sonrası Uygulanacak Kanunlar Hakkında

Türkiye’de kadınları güvence altına alan hukuki metinlerden biri de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dur. Anılan kanun hala yürürlüktedir. Dolayısı ile İstanbul Sözleşmesinin feshi sonrası Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uygulama alanı bulmaktadır.

İstanbul Sözleşmesi’nin 4 temel ilkesi vardır. Bunlar; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların gerekli yaptırımlarla cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir.

İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan bağlayıcı nitelikteki ilk uluslararası düzenlemedir. İstanbul Sözleşmesinin denetim organı ise bağımsız bir grup olan GREVIO’dur.

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, İstanbul Sözleşmesi’nden sonra çıkarılan bir kanundur.6284 sayılı Kanunun 2. maddesinde İstanbul Sözleşmesine atıf yapılarak işbu sözleşmenin esas alındığı belirtilmiştir. Kanunun dayanağı İstanbul Sözleşmesidir. 6284 sayılı Kanun, Sözleşmeye uyumlu olmakla birlikte Sözleşmeden daha dar kapsamlıdır.

Devlet, 6284 sayılı Kanun ve Anayasa ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkı, işkence yasağı, özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı, etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü ve ayrımcılık yasağı gibi maddeleri başta olmak üzere hala şiddeti önleme ve şiddete karşı koruma yükümlülüğü altındadır.

Saygılarımızla,

GÜNEY HUKUK BÜROSU

 


[1][1]bkz: Gözler Kemal, İstanbul Sözleşmesinin Feshi Hakkında 3718 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı Üzerine Eleştiriler

[2] Ersan Şen, Bir Uluslararası Sözleşme Nasıl Feshedilir?

© 2019, Tüm hakları saklıdır, Tasarım & Geliştiren: Fik-iHayal