İŞÇİLİK ALACAKLARININ İLAMLI İCRA İLE TAKİBİ

İŞÇİLİK ALACAKLARININ İLAMLI İCRA İLE TAKİBİ

İŞÇİLİK ALACAKLARININ İLAMLI İCRA İLE TAKİBİ

GİRİŞ

İşçilik alacaklarının dava yoluyla hükme bağlanmasına müteakip tahsili için yapılan icra takip işlemlerinde uygulamada sıklıkla hataya düşülerek şikayet davasına sebebiyet verildiği görülmektedir. İşçinin yıllarca göz ardı edilen emeğinin,  meşakkatli bir dava sonucu kazanıldığı da dikkate alındığında,  bu hakkı azaltacak masraflara sebebiyet verilmemesi son derece önemlidir.

  1. İŞÇİLİK ALACAKLARINA İLİŞKİN İLAMDA ALACAĞIN BRÜT MÜ NET Mİ OLDUĞU AÇIKÇA GÖSTERİLMELİDİR.

İşçilik alacaklarında ilamlı icra takibi konusuna girmeden önce konuyla bağlantılı diğer bir hususa yer verecek olursak: İşçilik alacaklarına ilişkin dava dilekçelerinde talep edilen alacakların brüt tutar mı net tutar mı olduğunun açık bir şekilde gösterilmesi önemlidir. Kural olarak işçilik alacakları brüt olarak hüküm altına alınmalıdır. Ancak davacının alacaklarını net miktarlar üzerinden talep etmesi hâlinde hüküm fıkrasında talep dikkate alınarak alacaklara net olarak hükmedilmelidir. Başka bir deyişle, ister brüt ister net miktarlar talep edilsin her iki durumda da hüküm altına alınan alacak miktarları gösterildikten sonra net mi yoksa brüt mü olduğu hüküm fıkrasında açıkça belirtilmiş olması gerekir. Aksi taktirde kurulan hüküm, 6100 sayılı HMK’nın 297’nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırılık teşkil eder. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No. 2019/9-157 Karar No. 2019/1051 Tarihi: 10.10.2019)

Böyle bir aykırılık halinde 22/07/2020 tarihli 7251 sayılı Kanun’un 27. Maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunumuza eklenen “Hükmün Tamamlanması” kurumundan faydalanılabilir: MADDE 305/A uyarınca: Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilecektir.

 

  1. İLAMA BAĞLANMIŞ BİR İŞÇİLİK ALACAĞI HAKKINDA İLAMSIZ İCRA TAKİBİ YAPILAMAZ.

26.05.2017 tarihli ve 2017/2 E., 2017/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile  İlamların genel haciz yolu ile ilamsız takibe konu edilmesinin icra hukukuna ve yargılama tekniğine uygun düşmediği; Bu yola başvurmakta alacaklının hukuki yararının bulunmadığı; Borçlunun hukuki durumunun ağırlaştırıldığı ve taraflar arasındaki menfaatler dengesinin bozulduğu  gerekçeleriyle ilama dayalı bir alacağın, ilamsız takip konusu yapılamayacağına karar verilmiştir.

Bu sebeple, Mahkeme kararı ile hüküm altına alınmış bir işçilik alacağı için de ilamlı icra takip yolu seçilmelidir. İlamların icrasına ilişkin kaideler İcra İflas Kanunu’nun 24 ilâ 41. maddeleri arasında düzenlenmiştir.  Para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrasına ilişkin hükümlere ise  Kanunun 32 ve devamı maddelerinde yer verilmiştir. İİK'nın 32. maddesinde; “Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24 üncü maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir.” hükmü yer almaktadır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E.2017/1677 – K.2019/1422 sayılı kararında;  yerel mahkemenin davalısı apartman yönetimi olan iş mahkemesinin ilamına dayalı işçilik alacağıyla ilgili ilama dayalı alacağın ilamsız icra takibine konu edilemeyeceğini belirterek, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 20, 35, 38 ve 40. maddeleri uyarınca ilama konu borcun yasal sorumlusu konumundaki kat malikleri olan borçluların ilamda taraf olmadıklarına ilişkin şikâyetinin reddine dair direnme kararı usul ve yasaya uygun bulmuştur.

  1. İLAMLI İCRA TAKİBİNE İLİŞKİN İCRA EMRİ İLAMA UYGUN OLMALIDIR.

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere para ve teminat verilmesine ilişkin ilamların icrası,  İcra İflas Kanunu’nun 32. Maddesi uyarınca yapılmaktadır. Buna göre icra emrinin ilama uygun düzenlenmesi şarttır. “İlamın infazının ilama uygun olması gerekir.” (Bknz:12. HD. 19.01.2012 T. 13475/751; 16.02.2012 T. 14254/3819; 16.01.2012 T. 14212/328; 12.04.2012 T. 28377/12196)

İcra emrinin ilama uygun olmaması halinde İcra İflas Kanunu’nun 16. Maddesi uyarınca İcra Mahkemesine şikayet yoluna gidilebilir.

Yargıtay kararlarında da sıklıkla ifade edildiği üzere  “İlama aykırılık nedenine dayalı şikayet” süresiz olarak yapılabilir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E.2013/133K.2013/761)

İstemin ilama aykırılığı içermesi halinde, ilama aykırılık şikayetinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle İİK.’nun 16/II. maddesi kapsamında değerlendirilip, takibin iptaline karar verilmesi gerekir.” ( Yargıtay 8. Hukuk Dairesi. 17.04.2012 T. E.2012/2661-K.2958)

 

  1. İLAMA DAYALI İŞÇİLİK ALACAĞINDAN İŞ YERİNİ DEVRALAN İŞ VEREN SORUMLUDUR.


İş hukukunda, işyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.

İşyeri devri olup olmadığının belirlenmesinde dikkate alınan kıstaslar, ekonomik birliğin ve kimliğin korunup korunmadığı noktasında toplanmaktadır. Avrupa Adalet Divanı kararlarına göre iş yeri devri olgusunu belirlerken;  maddî ve maddî olmayan unsurların devredilip devredilmediği ve devir anındaki değeri, işgücünün devri, müşteri çevresinin devri, işyerinde devirden önce ve sonra yürütülen faaliyetlerin benzerlik derecesi, işyerinde faaliyete ara verilmişse bunun süresi iş yeri devir kriterleri arasında kabul edilmektedir.

Maddî ve maddî olmayan unsurların devri söz konusu olmaksızın da işgücünün önem taşıdığı sektörlerde ekonomik birliğin önemli unsurunu olan işçilerin devredilmiş olması da işyeri devri olarak kabul edilmelidir.

İş yerinin devredilmiş olması halinde iş yerini devralan devir esnasında doğmuş alacaklardan da sorumlu olduğundan iş yerini devralan iş verene karşı da icra takibi yapmak mümkündür. Ancak bu durumda iş yerini devralmış olan söz konusu ilamda taraf olarak yer almamış olduğundan bu kişiye karşı genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapılması gerekecektir.

 

  1. BRÜT OLAN İŞÇİLİK ALACAĞININ NETE ÇEVRİLMEDEN İCRAYA KONULMASI İLAMA AYKIRILIK TEŞKİL EDER

 

İlamlı icra takibinde, brüt olarak hükmedilen işçilik alacağının net tutarı icra emrinin konusudur. Hükümde yazan brüt tutarın icra emriyle talep edilmesi, ilama aykırılık teşkil eder.

 

Çünkü 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 61, 94, 103 ve 104. maddeleri hükümleri gereğince, işveren nakten veya hesaplama yaptığı sırada ödenecek miktar üzerinden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben kesinti yapmaya mecburdur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 8. maddesine göre borçlu işveren, vergi sorumlusu, alacaklı, işçi de vergi mükellefidir. Takip konusu olan alacakların dayanak ilamda net olarak hesaplandığı belirtilmediğinden verginin ödenmesi bakımından vergi dairesine karşı yükümlü olan borçlunun ilamda yazılı alacaklarda “vergi sorumlusu” sıfatı ile gelir vergisine mahsuben vergi dairesine ödemekle zorunlu olduğu miktarları kesinti yapmak ve kalan kısmı da icra dosyasına yatırmak suretiyle borçtan kurtulması mümkün olacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.06.1984 tarih 12-280/752)

 

İşçinin mükellefi olduğu gelir ve damga vergisi ile sigorta prim borçlarının, kaynaktan yatırılması kuralı gereğince işverence kesilerek ilgili kurumlara yatırılması zorunludur. Ayrıca işverence eksik ödenen ücretin ilamda brüt olarak gösterilmiş olması halinde ödemenin hangi tarihte yapılmış olması gerekmiş ise o tarihte ödenecek miktar matrah alınacak ve yine o tarihteki vergi oranları uygulanacaktır.  İlamla belirlenen toplam alacak matrah alınarak ve takip tarihindeki vergi oranlarının uygulanması hatalıdır. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E.2018/5097-K.2019/138)

 

Takip dayanağı ilamlarda hükmedilen alacak miktarlarından yasal kesintiler düşülerek nete dönüştürüldükten sonra bulunacak net alacak miktarları üzerinden icra emrinin düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin E.2018/7462-K.2019/10840 sayılı kararında: “ ..net miktarlar üzerinden takibin devamı yönünden yeniden hüküm kurulması gerekirken, yasal kesintilerin icra müdürlüğünce dikkate alınacağından bahisle bu yöndeki şikayetin reddi ile brüt alacak miktarları esas alınarak ulaşılan hatalı miktarlar üzerinden hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. “ yönünde karar tesis etmiştir.

 

  1. İŞÇİLİK ALACAKLARINDA FAİZ ORANINA VE BAŞLANGIÇ TARİHLERİNE DİKKAT EDİLMELİDİR.

 

4857 sayılı İş Kanunu’nun  34. Maddesinde:  “Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.”  Hükmü ile 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte olan 14. Maddesi “Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hakim gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder.”  hükmü uyarınca  ücret ve kıdem tazminatı alacakları için yasal faiz oranı, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıdır. Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili çalışma ücretleri de ücret kavramı içerisinde yer almakta olup bu alacaklar için de mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.

Dava dilekçesinde kıdem tazminatına ilişkin  faiz başlangıç tarihi,  iş akdini feshi tarihi olarak talep edilebilir. Böyle bir talepte bulunulmaması halinde faiz başlangıç tarihi davanın açıldığı tarih olacaktır. Bu sebeple hangi tarihten itibaren faiz talep edildiği açıkça belirtilmelidir. Zira kıdem tazminatına ilişkin muacceliyet kanundan ileri gelmektedir. İş verenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez. Diğer alacaklar için ise faiz başlangıç tarihi ise iş verenin temerrüde düşürüldüğü tarih; Temerrüde düşürülmemiş ise davanın açıldığı tarih olacaktır.

İşçilik alacağına ilişkin bir ilamda faiz başlangıç tarihi ve faizin türü tereddüte yer vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Ücret ve kıdem tazminatına ilişkin ilamlı icraya konu edilen işçilik alacağında faiz alacak tutarının hesaplanabilmesi için hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması gerekir. Burada dikkat edilmesi gereken mevduata uygulanan faizlerin ortalamasının değil, bunlar arasından en yüksek olanının dikkate alınacağı kuralıdır. Ayrıca mevduata uygulanan en yüksek faiz ibaresinden kasıt fiilen uygulanan en yüksek faizdir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 25.12.2017 tarih, 2015/16398 E.-2017/17515 K. sayılı kararında “..taraflara süre verilerek, bildirdikleri bankalardan, hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması gerektiği”;

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E.2019/4136-K.2019/7001 sayılı kararında :“Tarafların bildirdiği tüm bankalardan faiz oranları getirtilerek, bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.”

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/5097 E. -2019/138 K.sayılı kararında: “…mahkemece yapılacak iş; taraflara süre verilerek, bildirdikleri bankalardan, hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranlarının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmalıdır.”  yönünde konuya ilişkin uygulamasını ortaya koymuştur.  (Ayın yöndeki karar örnekleri: Hukuk Genel Kurulu 20.09.2006 tarih, 2012/594-534; 2. Hukuk Dairesi 2018/6130 E.-2019/8845 K; . 12. Hukuk Dairesi 2018/6750 E.-2019/6649 K.; 12. Hukuk Dairesi2018/6504 E.  ,  2019/6043 K.)

 

  1. İŞÇİLİK ALACAĞININ NETE ÇEVRİLMEDEN İLAMA KONU EDİLMESİ VE FAİZİN İLAMA AYKIRI HESAP EDİLMESİ SÜRESİZ ŞİKAYETE TABİDİR.

 

İşçinin mükellefi olduğu gelir ve damga vergisi ile sigorta prim borçlarının, kaynaktan yatırılması kuralı gereğince, işverence kesilerek ilgili kurumlara yatırılması zorunludur. İcra Müdürlüğünün işveren adına bu kesintileri ilgili Kurumlara göndermesi söz konusu olamayacağından işçilik alacaklarının net tutar üzerinden talep edilmesi gerekir. Aksi taktirde ilama aykırılık söz konusu olacaktır ve ilama aykırılık süresiz şikayete tabidir.

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E.2000/12-K.2000/1002 sayılı kararında “İlamlı icra takibinde alacak kalemlerinin brüt olarak istendiği ve yasal kesintiler yapılmadığı yönündeki şikayet ilama aykırılık niteliğinde olup bu tür şikayetlerin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebilir” hükmüne varılmıştır

 

Yine benzer şekilde faizin ilama aykırı hesap edilerek icra emir düzenlenmesi halinde de süresiz şikayet hakkı söz konusu olacaktır. Benzer bir duruma ilişkin,  Yargıtay 2. Hukuk Dairesi   2018/7211 E.-2019/7150 K. Sayıl kararında: “…takip konusu ilam hükmü ve yukarıda açıklanan faize ilişkin yasal düzenlemeler ile borçlunun dosya hesabına ilişkin şikayetinin, ilama aykırı hesap yapıldığından bahisle süresiz şikayet konusu olduğu da nazara alınarak ve gerektiğinde bilirkişiden ilam hükmüne uygun ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde faiz ve dosya hesabı yaparak bildirmesi için ek rapor aldırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” yönünde hüküm tesis etmiştir.

 

SONUÇ: İş hukukuna tabii alacaklar,  yargılama aşamasında olduğu gibi ilamın icra aşamasında da uzmanlık gerektiren bir alandır. İşçilik alacaklarında emeğin tam karşılığının alınması asıl amaç olduğundan dava ile kazanılan hakların da icra aşamasında korunması önemlidir. Bu sebeple konuya ilişkin önemli detayları, saygıyla kamuoyunun bilgisine sunarız.

 

SON NOT.1: MAKALEDE BELİRTİLEN VE DİĞER HUKUKİ KONULU SORUNLARINIZDA BİLGİ EDİNEBİLMEK İÇİN SAYFAMIZDA YER ALAN "AVUKATA SOR" BÖLÜMÜNDEN SORULARINIZI SORABİLİRSİNİZ.

 

SON NOT.2: MAKALEMİZİN FAYDALI OLMASINI TEMENNİ EDERİZ. İŞ VE İŞLEMLERİNİZE ÖZEL DURUMLARIN OLABİLECEĞİNİ UNUTMAYINIZ. BU UĞURDA HAK VE ZAMAN KAYBINA UĞRAMAMANIZ İÇİN MUTLAKA AVUKATINIZA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.

Saygılarımızla,

GÜNEY HUKUK BÜROSU    

Av. Ebru ŞAHİN


 

© 2019, Tüm hakları saklıdır, Tasarım & Geliştiren: Fik-iHayal