COVID-19 VİRÜS DÖNEMİ ARA VERİLEN EĞİTİM ÜCRETLERİNİN İADESİ
COVID-19 VİRÜS DÖNEMİ ARA VERİLEN EĞİTİM ÜCRETLERİNİN İADESİ
Küresel açıdan tüm dünyayı ve ülkeleri etkileyen Dünya Sağlık Örgütü tarafından PANDEMİ (salgın hastalık ) olarak ilan edilen COVID-19 virüsü nedeniyle ülkemizde de Milli Eğitim Bakanlığı'nca 16.03.2020 tarihinden itibaren , önce 30.03.2020 daha sonra 30.04.2020 hemen akabinde ise 31.05.2020 tarihine kadar Tüm devlet ve Özel okul kurumlarında ve tüm eğitim-öğretim kademelerinde örgün öğretime ara verilmesi kararı alınmıştır.
Salgının bulaş riskini azaltmak ve yayılımını engellemek üzerine alınan tedbir kararları neticesinde Özel okullar kapsamında taraflar arasında imzalanmış olan Özel Okul Sözleşmesi ile üstlenilen örgün eğitimin gereği gibi ifa edilememe durumu söz konusu olmuştur. İşte "tam iki tarafa borç yükleyen bu sözleşmelerde, sözleşme ile üstlendiği kendi edimini ifa etmeyen taraf (özel okul), diğerinden (öğrenci velisi) ediminin (ödemenin yapılması) ifasını isteyebilecek midir?" sorusunu işte bu yazımızda MEB mevzuatı, Tüketici hukuku ve Borçlar hukuku açısından ele alarak incelemeye çalışacağız.
A) UYGULANACAK KANUN HÜKÜMLERİ:
Özel Okullar hakkında 5580 Sayılı Özel Eğitim Kurumlar Kanunu ve 28239 sayılı MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği hükümleri uygulanmaktadır. Özel kanunlarda herhangi bir hüküm bulunmayan haller ve genel hükümler kısmında ise Borçlar Kanunu ilgili hükümleri ile hizmeti alan öğrenciler/ veliler tüketici konumunda olduğundan tüketici mevzuatı hükümleri uygulanır.
- 5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu Tanımlar başlıklı 2. Maddesi' ne göre;
Okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, özel eğitim kurslarını, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücü kurslarını, hizmet içi eğitim merkezlerini, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerini, sosyal etkinlik merkezlerini, mesleki eğitim merkezleri ile benzeri özel eğitim kurumlarının Özel eğitim Kurumu olarak nitelendirildiği görülmektedir.
O halde Türk Borçlar Kanunu ve TKHK'un mücbir sebep nedeniyle edimin ifa edilememesi durumu hakkındaki hükümleri yukarıdaki tüm kurumlar için uygulama alanı bulacaktır.
- Özel okullarda ücretler ise , Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği m. 54’teki esaslara göre ilan edilir. Buna göre ;
- Kurumların öğrenim ve diğer ücretleri, kurumlarca her yıl Türk Lirası olarak tespit edilir, Ocak ayından itibaren Mayıs ayının sonuna kadar ilan edilir. Bu ilanlarda ders yılı veya ders saati ücretiyle birlikte, peşin veya süreli ödemeler ve kurumca belirlenecek diğer indirimler belirtilir. Yapılacak indirim oranı ilan edilen eğitim ücretinin %50’sinden fazla olamaz. Öğrenci ve kursiyerlere; takviye kursu, yemek, servis, pansiyon, etüt ve benzeri hizmetleri verecek kurumlar, bu hizmetler için alacakları ücretleri de aynı tarihlerde ayrıca tespit ve ilan ederler.
Madde metnine göre; özel okullar kayıt sözleşmesi ücretini her yılın Mayıs ayının sonuna kadar belirler. Bu belirlenen ücret gelecek döneme ilişkindir.(Ücretler peşin alındığı gibi bazı okullar geniş yelpazede taksit ve ödeme kolaylığı sağlamaktadır.)
Normal şartlarda tarafların aralarında yapmış oldukları sözleşme bir tüketici sözleşmesi olduğundan eğitimin veya öğretmenlerin kalitesizliği sebebiyle öğrencilerin başarısız olduğu gibi gerekçeler ileri sürerek velilerin /öğrencilerin kayıt sözleşmesini feshetme, öğrencinin naklini gerçekleştirme, ücrette indirim isteme gibi taleplerle özel okul yönetimine başvurma hakları mevcuttur. Ancak içinde bulunduğumuz vaziyette bir salgın hastalık nedeniyle edimi ifa edememe durumu söz konusu olduğundan mücbir sebebin varlığı tartışılacaktır. Salgın hastalıkların Türk Borçlar Kanunu içerisinde Mücbir Sebep kapsamında olduğuna ilişkin herhangi bir ibare olmamakla beraber gerek doktrinsel görüş gerekse yargıtay içtihatları çerçevesinde salgın hastalıkların mücbir sebep olabileceği kabul edilmiştir. Geniş anlamdan mücbir sebebi tanımlayacak olursak ; “sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlaline kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır." şeklinde ifade etmek mümkündür. Yani mevcut durumda ortada bir mücbir sebep söz konusudur.
Türk Borçlar kanununda "mücbir sebep" adı altında bir düzenleme olmamakla birlikte TBK md. 136 (ifa imkansızlığı), md. 137 (Kısmi ifa imkansızlığı), md. 138 (Aşırı İfa imkansızlığı) hükümlerinin mücbir sebep ve sonuçlarını düzenlediği kabul edilmesi gerekmektedir.
1-) Öncelikle Taraflar Arasındaki Sözleşmede Mücbir Sebep ve Sonuçlarına İlişkin Herhangi Bir Madde Olup Olmadığına Bakılmalıdır.
Özel okul sözleşmeleri tam anlamıyla Türk Borçlar Kanunu Kapsamındaki "Sözleşme Serbestisi İlkesi" ne dayalı taraflar arasında imzalanan sözleşmelerden olduğunu söylemek mümkün değildir. Zira bu sözleşmeler MEB tarafından belirlenen asgari bazı şartları içermesi zorunlu olan özel sözleşmelerdir. Sözleşmeler ancak bu asgari şartları taşıması halinde geçerliliklerini korumaktadır.
Hal böyle olunca uygulamada özellikle de anaokullarının yapmış olduğu sözleşmeler içerisinde görülen sözleşme metinlerinin içerisinde " ...öğrencinin yangın, doğal afet, salgın hastalık, iklime dayalı olağanüstü durumlarda; mülki makamların ve İl Hıfzısıhha Kurulunun gerekli görmesi ve aralıksız 15 gün veya daha fazla süre ile okulların kapatılması durumunda, önceden alınan ücret bir sonraki ayın ücretine mahsup edilir. Ücretin tamamı ödenmişse velinin başvurusu üzerine mezkur miktar veliye iade edilir” şeklinde maddelerin mevcut olduğu görülmektedir. Sözleşme metinlerinin içerisinde böyle bir madde olması durumunda öncelikli olarak bu maddelerin uygulama olanı bulacağı açık bir gerçektir.
Şayet sözleşmede mücbir sebebe ilişkin herhangi bir maddenin bulunmaması durumunda yukarıda bahsettiğimiz gibi şahıslar genel hükümler çerçevesinde haklarını arayabilecektir.
2-)5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanun'u Uyarınca Ücret İadesi :
MEB tarafından özel eğitim kurumları ile yapılan sözleşmelerde aşağıda belirtilen sebeplerden bir veya birkaçının oluşması hâlinde özel okuldan ayrılanlara düzenlenen faturada belirtilen tutar üzerinden öğrencinin ayrılış tarihinden sonraki günlere ve saatlere isabet eden ödenmiş ücretlerin iade edilmesini şart koşmuştur.
a) Sağlık raporu alarak öğrencinin sağlık sebebiyle kurumdan ayrılması,
b) Kurumun kapanması,
c) Dönemin açılamaması,
d) Kurumun eğitim ve öğretim ortamının olumsuz yönde değiştiğinin maarif müfettişleri tarafından tespit edilmesi,
e) Velinin/vasinin öğrencisini okutamayacak duruma düştüğünün resmî kurumlarca belgelendirilmesi durumunda okula ödemiş olduğu ayrılış tarihinden sonraki günlere ve saatlere isabet eden ücret öğrenci veli/vasisine iade edilir.
Görüleceği üzere mücbir sebep ile ilgili ücret iadesi kapsamında herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Ancak dönemin açılmaması bir ücret iade sebebi olduğu açıktır.
Hali hazırda bakanlıklarca yapılan açıklamalarda yaz ayları içersinde dönemin telafi derslerinin yapılıp yapılmayacağına ilişkin net bir açıklanmada bulunulmamıştır. Bu nedenle yapılacak açıklamalar doğrultusunda dönemin açılamaması sonucu doğran durumların varlığı halinde velilere ücret iadesinin yapılması gerekliliğinin mevcut olduğunu söylemek mümkündür.
Yine MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 56. maddesi ; eğitim ve öğretim yılı başlamadan kurumdan ayrılanlara, öğrencinin ödeyeceği yıllık ücretin %10 dışındaki kısmı, eğitim ve öğretim yılı başladıktan sonra kurumdan ayrılanlara ise öğrencinin ödeyeceği yıllık ücretin %10’u ile öğrenim gördüğü günlere göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmı öğrenci velisine/vasisine iade edilir." hükmünün yer aldığını görmekteyiz.
Sonuç itibari ile 5580 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik gereği kayıt silme ve nakil işlemleri neticesinde ücret iadesi yapılması gerekli olduğu sonucu çıkacaktır. Kayıt sildirme yapmayan sözleşme tarafları ise genel hükümlere göre haklarını arayacaktır.
Ancak belirtmekte yarar vardır ki Salgın sürecinin başlarında pek çok öğrencinin kaydının özel okullardan devlet okullarına geçirilmesi durumu ortaya çıkmıştır. İşte bu geçişin doğuracağı sonuçların önüne geçilmek için MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, 31.03.2020 tarih ve 6041670 Esas yazısı ile 31.03.2020 tarihinde öğrenci hareketliliğinin azaltılması adına … resmi/özel okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kurumları arasında gerçekleşen öğrenci nakil ve geçiş işlemlerini ikinci bir talimata kadar tedbiren durdurulmuştur. Bu nedenle alınan tedbir kararından önce yapılan nakiller için ücret iadesi söz konusu olacaktır.
B)GENEL HÜKÜMLER ÇERÇEVESİNDE SONUÇ OLARAK:
(Not: TKHK. m.83/1’in yollamasıyla,TBK kapsamında ifa imkansızlığı, kısmi ifa güçlüğü, aşırı ifa güçlüne ilişkin madde hükümleri ayrıntılı olarak COVID-19 salgının kira sözleşmelerine etkisine ilişkin yazımızda incelenmiştir. Bu nedenle atıf yapmakla yetinip ayrıntılı bilgi için bknz: COVID-19 KAPSAMINDA ALINAN TEDBİRLERİN KİRA SÖZLEŞMELERİNE ETKİSİ )
1-)TBK.’nın “Borçların İfası” kısmının karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ifa sırasını düzenleyen 97.maddesine göre “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.”.
Bu hükme göre özel okulun sözleşmenin diğer tarafı olan tüketici veliden ücret talep edebilmesinin ön şartları: (1) Sözleşmeden kaynaklanan eğitim faaliyetini taahhüt ettiği unsurlarıyla birlikte tam olarak yerine getirmesi, (2) Yine örgün eğitim yanında etkinlikler, etütler, yemek ve servis gibi hizmetlerin karşılanmasıdır"
Görülmektedir ki, özel okulların ödeme talebine karşılık tüketici veliler ödemezlik defi ileri sürebilirler. Ayrıca özel okul sözleşmelerinde yer alan yemek-servis gibi hizmetler ifa edilmediğinden, kısmi imkansızlık sebebiyle velilere ücret ifasında bulunmama hakkı sağlayacaktır. Bu hizmetlerin bedelinin önceden peşinen ödenmesi halinde ise sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iadesi talep edilebilecektir.
Ancak burada eğitim ve eğitime bağlı hizmetlerden hangilerinin halen verildiğinin belirlenmesi son derece önemlidir. Çünkü tüm kurumlar öğrencilerine aynı hizmeti vermemekte kurumdan kuruma farklılık göstermektedir. Bu nedenle her kurum için ayrı olarak değerlendirme yapılmalıdır.
2-)Bu süreç içerisinde bir kısım özel okullar eğitim sistemini “uzaktan eğitim yöntemine geçirmiştir.” Bu özel okullar eğitim yükümlülüklerini sözleşmeye ve mevzuata uygun bir şekilde yerine getiriyor ise hizmetten yararlanan tüketiciler ancak hizmete bağlı olarak satın aldıkları diğer ek hizmetlerin iadesini (servis- yemek-yurt ücreti gibi) isteyebilecektir. Burada özel okul tarafından verilen uzaktan eğitimin tarafların arasında imzalanan sözleşme ve mevzuat hükümlerine uygun olarak verilip verilmediğinin taraflar arasında takdirinde ihtilaf çıktığında bu ihtilafın mahkeme eliyle çözülmesi gerekecektir.
Fakat uygulama karşılaşılacak en büyük sorun MEB mevzuatı içersinde özel okulların uzaktan eğitim faaliyetlerinin mevzuatta yer almamasıdır. Uzaktan eğitim, MEB tarafından geliştirilen EBA sistemi üzerinden yapılmaktadır. Başka bir deyişle Özel okulların uzaktan eğitim vermeleri MEB mevzuatına göre yasal değildir. MEB, mevzuat değişikliği yaparak özel okullara bu yönde bir yetki verse de, velilerle yapılan kayıt sözleşmesinde bu yönde bir hüküm olmadığı için, yukarda da belirttiğimiz gibi, sözleşmenin esaslı unsuru “örgün eğitim” olduğundan özel okullar ücret iadesinden kaçınamaz olacaktır. Bu husus hakkında mevcut düzenleme kapsamların yeterli olmadığı görülmekte ve en kısa süre içerisinde yeni bir düzenleme yapılması gerektiği kanaatindeyiz.
3-)Eğitim kurumlarının sözleşme gereği esas edimi örgün öğretimdir. Bu nedenle örgün eğitim yerine uzaktan eğitim yapılması halinde ayıplı hizmet ifası söz konusu olacaktır. Bu durumda taraflar arasında yapılan sözleşmenin niteliği Tüketici sözleşmesi olması nedeniyle TKHK. m.15’te yer alan ayıptan kaynaklanan seçimlik imkanlardan, bedel indirimi seçeneği veya sözleşmeden dönme seçeneğini de kullanılabileceklerdir.
4-)Uzaktan eğitim yoluyla eğitimin sürdürülmediği özel okullarda ise yine “eğitimin kesintiye başladığı tarih esas alınarak bu süre içerisindeki eğitim ücretinin ödenmemesi, ödendi ise özel okul tarafından iadesi gerekir.” Yine bu halde de kesintiye uğrayan döneme ait eğitim ücreti ile birlikte hizmet verilmeyen servis, yemek, yurt ücreti gibi diğer yan ödemelerin de iadesi gerekir.
5-)Uzaktan eğitim yoluyla eğitimin sürdürülmesi mümkün olmayan kreş, gündüz bakım ve oyun evi ile anaokulu seviyesinde verilen eğitimlere bağlı ücretlerin de eğitimin kesintiye başladığı tarih esas alınarak bu süre içerisindeki eğitim ücretinin ödenmemesi, ödendi ise özel okul tarafından iadesi gerekir.” Zira bu yaş grubunda yer alan çocuklara verilen eğitimlerin uzaktan eğitim şeklinde sürdürülmesi imkânı mümkün değildir. Yine bu yaş grubuna dâhil eğitim ücretleri yanında ayrıca ek olarak servis, yemek gibi ücretleri aylık ödeniyorsa ödenmemesi eğer ödenmişse okul tarafından iadesi gerekir.
6-) MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü “Korona Virüs Tatili ve Özel Kurumların Ücretleri” başlıklı 07.04.2020 tarih ve 6215860 Esas sayılı Görüş yazısına göre: “…kurucu ve veli/kursiyer arasında anlaşmaya varılarak düzenlenen sözleşmeler, usulüne uygun olarak düzenlenip imza edilmişlerse resmi nitelikli hukuki değeri olan belge niteliğinde olup karşılıklı taahhütlerin yerine getirilmesi hukuken zorunluluk arz etmektedir. Çeşitli olağanüstü sebeplerle verilemeyen hizmetlerin ileri bir tarihte telafisinin yapılması, telafisinin yapılamayacak olması halinde ise …Yönetmeliğin 56. madde(si) gereği ücret iadesi yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.” .
Yukarıda da belirttiğimiz gibi Özel okulların tekrar açılıp açılmayacağı, yazın eğitim verilip verilmeyeceği şuan itibari ile belli değildir. Bakanlık önceleri yaz aylarında telefi eğitimi yapılabileceğini açıklarken yine daha sonra öğrencilerin yaz tatilinden istifadelerinin engellenmeyeceğine ilişkin açıklamalar yapmıştır. Bu nedenle Telafi eğitim yapmayan özel okulların ücret iadesi yapması gerekecektir. Ancak alınan ücretin velilerle anlaşılarak sonraki yıllara mahsup edilmesi de tartışılabilir.
7-)Eğitim ücretinin iade edilip edilmeyeceği belirlenirken öncelikle tespiti gereken husus özel okul tarafından verilen uzaktan eğitimin tarafların arasında imzalanan sözleşme ve mevzuat hükümlerine uygun olarak verilip verilmediğidir. Bunun dışında özel okulun haksız kazanç sağladığı servis ücreti, yemek ücreti, ödenmiş ise yurt ücreti gibi yan ücretlerin iadesi noktasında ihtilaf yoktur. Ayrıca TBK md 77-82 sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği özel okullar örgün eğitim verilmeyen dönem içinde pek çok kar elde etmiştir. (öğretmenlerin ücretsiz izne çıkarılması , elektrik, su, internet faturaları vs gibi) Bu durumda tüketici olan öğrenci velisi, özel okuldan “tasarruf edilen bu masrafların da indirilmesini ve mahsuplaşma ile kendisine iadesini talep edebilecektir.”
SON NOT.1: MAKALEDE BELİRTİLEN VE DİĞER HUKUKİ KONULU SORUNLARINIZDA BİLGİ EDİNEBİLMEK İÇİN SAYFAMIZDA YER ALAN "AVUKATA SOR" BÖLÜMÜNDEN SORULARINIZI SORABİLİRSİNİZ.
SON NOT.2: MAKALEMİZİN FAYDALI OLMASINI TEMENNİ EDERİZ. İŞ VE İŞLEMLERİNİZE ÖZEL DURUMLARIN OLABİLECEĞİNİ UNUTMAYINIZ. BU UĞURDA HAK VE ZAMAN KAYBINA UĞRAMAMANIZ İÇİN MUTLAKA AVUKATINIZA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.
Saygılarımızla,
GÜNEY HUKUK BÜROSU
Av. Tuğba BAŞARAN