Çek Kanunu Geçici 3/5 Maddesi Nedeniyle Çıkabilecek Hukuki Problemler
Aralık ayından bu yana başta Çin Halk Cumhuriyeti’nde görülen hızla tüm dünyaya yayılan ve 2020 Mart ayının başından itibaren Ülkemizi de etkisi altına alan Coronavirüs (COVID-19) ismi ile anılan solum yollarına ilişkin olduğu bilinen salgın hastalık bugünlerde ülkemizin de gündemine oturmuş vaziyettedir. Anılan salgının yayılmasının önüne geçilmek için pek çok tedbirler alınmış ve bu tedbirlerin sonucu olarak pek çok kısıtlamalar getirilmiştir.
Ülkemizde salgının başta hizmet, turizm, eğlence ve sanayi sektörleri olmak üzere pek çok sektörü olumsuz yönde etkilemesi sonucunda, bakanlıklarca ekonomik açıdan zorluklar çeken firmaların ve kişilerin bu zor durumlarında bir nebze olsun nefes alabilmeleri ve bu zor günlerde kişilerin hak kayıplarına uğramaması amacıyla kanunlara geçici maddeler eklenmiş, cumhurbaşkanlığı kararnameleri yayınlanmıştır.
Salgın döneminin olumsuz etkilerini azaltmak üzere getirilen yeni kanun maddelerinden biri de 26.03.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7226 sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ' a eklenen geçici 1. maddesidir. Getirilen bu kanun maddesiyle ibraz süreleri 13.03.2020 tarihinden itibaren 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmuştur. Maalesef bu kanun maddesiyle amaçlanan fayda sağlanmaya çalışılırken, kurum ve kişiler içinden çıkılmaz yeni bir belirsizlikle karşı karşıya kalmışlardır.
Daha ayrıntılı bir şekilde açıklayacak olursak; bilindiği üzere kural olarak "Çekte vade yoktur". Ancak ticaret hayatında çekler üzerinde keşide/ düzenleme tarihi olarak ileriki bir tarih yazılmak suretiyle çeklerin vadeli şekilde ticaret hayatında kullanıldığını biliyoruz. İşte kanun koyucu da ticareti canlı tutmak ve nakit akışındaki oluşabilecek problemlerin önüne geçebilmek amacıyla ticari alışverişi korumaya yönelik olarak Çek Kanunu md: 3/5 ile "Çekte vade yoktur" kuralını 31.12.2020 tarihine kadar askıya almıştır. Yani 31.12.2020 tarihine kadar çeklerin üzerinde bulunan tarihten önce bankaya ibraz edilmesi mümkün değildir.
Buraya kadar bir sorun olmamakla birlikte esas problem salgın sebebiyle getirmiş olan geçici 1. maddeyle ibraz sürelerinin durdurulmasıyla ortaya çıkmaktadır. Sorulması gereken soru İbraz süresi işlemeyen bir çekin bankaya ibraz edilmesinin mümkün olup olmadığıdır.
1-) Şayet vereceğimiz cevap, getirilen geçici maddenin hamilin ibraz süresini (duruma göre 10 gün veya 1 ay ) bu salgın döneminde kaçırma ihtimalinin olması ve bunun korunmasına yönelik getirildiğini düşünürsek; o zaman vadesi gelmiş çekin bankaya ibrazı mümkün olacak ve hesapta yeterli meblağ bulunması durumunda hamile ödeme yapılabilecektir.
Peki ya hesapta yeterli para bulunmazsa, karşılıksızdır işlemi uygulanacak mıdır? Bu durum tamamen muammadır. Çünkü getirilen geçici kanun maddesi ile çek bedelini ödemekle yükümlü olan yani düzenleyen/ciranta'yı koruyacak herhangi bir düzenleme mevcut değildir. O halde getirilen bu düzenleme ile çek alacaklısı her şekilde korunmuş ; hesapta yeterli para bulunması durumunda alacağını almış , bulunmaması durumunda karşılıksızdır işlemi görmüş çek ile düzenleyene karşı karşılıksız çek keşide etme suçunu şikayet hakkını elde etmiş olurken , çek bedelini ödemekle yükümlü olan ciranta/düzenleyen gibi belki de salgından en çok etkilenen hatta alınan tedbirler ile işletmelerini kapatmak zorunda kalan kişilerin hiç bir şekilde korunmayarak bir nevi cezalandırılması sonucu ortaya çıkmaktadır.
2-) Vereceğimiz cevap, getirilen geçici madde ile ibraz süresi işlemeye başlamamış bir çekin bankaya ibrazının mümkün olmayacağı, bu nedenle süre sonuna kadar vadesi gelmiş çekler ibraz edilse dahi bu ibrazın geçersiz sayılacağı ve banka tarafından hamile hesapta para bulunmasına rağmen ödeme yapılmayacağı şeklinde ise; bu sefer de düzenleyen/ ciranta tam anlamıyla korunmuş olup yine salgından büyük ölçüde etkilenen ekonomik açıdan giderlerini bir nebze olsun belki de alacağı bu ücret ile karşılamayı planlayan alacaklının, bir kenara itilip örneğin mart ayında ödenmesi gereken çekin 04.05.2020 tarihine kadar ödenmemesi sonucunu ortaya çıkacaktır. Bu durumda çek tarihi ile ödeme yapılan gün arasındaki faiz kaybı için düzenleme yapılmadığı da ortadadır. Bankanın faizden sorumlu olmadığı ortada iken; düzenleyenin bu faizi ödeyeceği de kolayca söylenemez. İfa imkansızlığı nedeniyle açılacak olası aşkın zarar davalarıyla bu zararın tazmini de mümkün görünmemektedir.
Mevcut uygulamada bazı bankaların ibraz sürelerinin durdurulmuş olmasına dayanılarak vade tarihi gelmiş olan çeklere hesapta para bulunmasına rağmen ödeme yapmadığı, bazı bankaların ise ödeme yaptığı görülmüştür. Yeknesak bir düzenlemenin bulunmaması ile anlaşılan bankalar ne şekilde hareket etmesi gerektiğini bilememektedir.
Hesaptan çek bedelini ödeyen bankaların ise düzenleyene karşı daha sonra yaptıkları bu erken ödemelerin faizini (ve varsa diğer zararlarını) ödemek zorunda kalmaları tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardır.
ÖNERİLER:
1-Bankada karşılığı olan çeklerle ilgili düzenleme ayrıca yapılmalıdır.
2-Çekin düzenleme tarihi ile durdurma sonunda yapılacak ödeme tarihi arasındaki dönem için faiz işletilip işletilmeyeceği, işletilecekse koşulları açıkça belirlenmelidir.
3-İki kanun maddesinin birlikte uygulanabilmesi mümkün olmamakla ya derhal Çek Kanun md. 3/5'nın yürürlükten kaldırılması yoluna gidilmeli ya da getirilecek yeni bir kanun/yönetmelik maddesiyle uygulanabilir acil bir çözüm geliştirilmelidir.
Saygılarımızla
SON NOT.1: MAKALEDE BELİRTİLEN VE DİĞER HUKUKİ KONULU SORUNLARINIZDA BİLGİ EDİNEBİLMEK İÇİN SAYFAMIZDA YER ALAN "AVUKATA SOR" BÖLÜMÜNDEN SORULARINIZI SORABİLİRSİNİZ.
SON NOT.2: MAKALEMİZİN FAYDALI OLMASINI TEMENNİ EDERİZ. İŞ VE İŞLEMLERİNİZE ÖZEL DURUMLARIN OLABİLECEĞİNİ UNUTMAYINIZ. BU UĞURDA HAK VE ZAMAN KAYBINA UĞRAMAMANIZ İÇİN MUTLAKA AVUKATINIZA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.
Saygılarımızla,
GÜNEY HUKUK BÜROSU
Av. Tuğba BAŞARAN- Av.Serdar AKGÜNEY