YARGILAMADA SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ
Silahların eşitliği, uyuşmazlığın taraflarının usuli haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir. Mahkeme’ye göre genel ve geniş kapsamlı bir kavram olan ‘hakkaniyet” kavramının önemli gereği, taraflar arasında ‘silahların eşitliği’ , diğer bir deyimle, mahkeme önünde sahip olunan hak ve yükümlülükler açısından taraflar arasında tam bir eşitliğin sağlanması ve bu dengenin bütün yargılama boyunca korunmasıdır. (Del court / Belçika 1970,Monnel ve Morris /Ingiltere 1987, Ekbatani /Isveç 1988 )
Çelişmeli yargılama ilkesi, taraflara dava dosyası hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını sağlar. Bu nedenle tarafların yargılamanın bütününe aktif olarak katılmasını gerektirmektedir. Çelişmeli yargılama ilkesinin, uyuşmazlığa yönelik toplanan tüm bilgi, belge ve deliller hakkında davanın taraflarının sağlıklı şekilde bilgilendirilmeleri ve taraflara söz konusu veriler hakkında görüş bildirme olanağının tanınması olduğu düşünülürse, çelişmeli yargılama ilkesinin ihlali, davanın tarafları arasında sağlanması gereken eşitlik ve dengenin bozulması neticesinde silahların eşitliği ilkesine de aykırılık oluşturacaktır.
HMK’nin 24. maddesi “Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz.” şeklindedir. Böylece davanın açılışından sonra, davalı yan da, yargılamanın sürekliliği bakımından davacıya paydaş konuma getirilmekte ve karşılıklılık sağlanmaktadır. Her iki yanın dinlenilme hakkı ise, 24. maddede silahların eşitliği kuramına koşut olarak güvence altında bulundurulmaktadır.
Silahlarda eşitlik ilkesinin ceza hukuku açısından sonucu olarak, tarafların dosyaya erişim hakkı (CMK m. 153) doğmaktadır. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri; iddianameden haberdar olma, hazır bulunma, delil sunabilme ve ortaya konan deliller hakkında değerlendirme yapabilme imkânına sahip olma gibi birçok imkânı gerekli kılmaktadır. Mahkemece re ’sen gerekli incelemelerin yapıldığı iddia edilse dahi, davanın taraflarının aynı bilgi ve belgelere ulaşabilmesi gerekir. Zira “Silahların Eşitliği İlkesi” adil yargılanmanın vazgeçilmez unsurudur. Davanın bir tarafının bildiği ancak diğerinin ulaşamadığı bilgi ve belgelere dayalı olarak yapılan yargılamanın, Anayasanın 36. maddesiyle teminat altına alınan adil yargılanma hakkını ortadan kaldırır. Bu hususta Anayasa Mahkemesi’nin “ Yaşasın ASLAN” başvurusunda hükmüne dayanak yaptığı gerekçe mühimdir. Bu kararda AYM: “ Adil yargılama hakkının unsurlarından biri de silahların eşitliği ilkesidir. Silahların eşitliği ilkesi davanın taraflarının usuli haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir. (Yaşasın Aslan, B.No: 2013/1134, 16.05.2013, 32) ” demektedir.
Uluslararası Hukuk bakımından silahların eşitliği ilkesinin önemi incelendiğinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Adil Yargılanma Hakkı başlıklı 6. maddesinin silahların eşitliğine dayanak teşkil ettiği görülmektedir. Fakat bu noktada önemli olan mesele şudur ki; adil yargılanma hakkı usule ilişkin bir haktır. Adil yargılanma hakkı bireylere dava sonucunda verilen kararının değil, yargılama sürecinin ve usulünün adil olup olmadığını denetletme imkânı verir.
Silahların eşitliği kuramı yanların etkinliğini arttırarak mahkemeleri daha bir yansız ve bağımsız konuma yönlendirmiştir. Kamu adına yürütülen yargılamanın adil, verilecek kararların doğru olabilmesi için, yargı organı önünde sahip oldukları hak ve yükümlülükler açısından yanlar arasında tam bir eşitliğin kurulması ve bu dengenin bütün yargılama aşamalarında sürdürülmesi gerekir.
Bu ilkenin uygulanmasındaki amaç, sav ve savunma arasında hakkaniyete uygun, adil bir dengenin gerçekleştirilmesi olunca, silahların eşitliği kavramı, her somut olayda, uyuşmazlığın niteliğine göre değişimler göstermektedir. Örneğin, yargılama işlemleri arasında yer alan kanıt ve karşı kanıtların sunulup tartışılması, ilgilinin yargıç önüne çıkarılma istemi, dava dosyasının özgürce incelenip gerekli görülecek belgelerden örnekler alabilme olanağı, bilirkişi raporlarının yanlara gönderilmesi ve yargılama sürecindeki bir kamusal organdan da gelse, yargıçların kararını etkilemeyi amaçlayan her türlü görüş ve açıklama konusunda bilgilendirilip bunları yanıtlama olanağının taraflara tanınması silahların eşitliği kapsamında değerlendirilen uygulamalardır. Ancak, duruşmasız yargılamada, Savcı’nın, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 61/. Maddesine göre kendiliğinden derlediği bilgi ve kanıtları da ekleyerek Mahkeme’ye sunduğu görüşlerinin davanın yanlarınca öğrenilip tartışılmasına olanak verilmeden yargılamanın sonuçlandırılması eşitliği ilkesinin açık ihlalini oluşturacaktır.
Yüksek Mahkeme, silahların eşitliği ilkesine yönelik şu tespitlerde bulunmaktadır: “Kişilere yargı mercileri önünde dava ve savunma hakkı tanınması ‘silahların eşitliği’ ilkesi ışığında, hakkaniyete uygun yargılamanın da temelini oluşturmaktadır. Silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarının yargılama sırasında usul hükümleri yönünden eşit konumda bulunmasını öngörmekte, davanın tarafları arasında hakkaniyete uygun bir dengenin varlığını gerekli kılmaktadır. Ayrıca bu ilke, bir tarafı diğer tarafın karşısında önemli ölçüde dezavantajlı bir konuma düşürmeyen koşullar altında, her bir tarafa deliller de dâhil olmak üzere davasını sunmasına yönelik makul bir imkânın sağlanmasını gerekli kılmaktadır.”
Yine bir başka kararında Yüksek Mahkeme ilkeye dair şu değerlendirmeleri yapmaktadır: “…Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamasındaki adil yargılanma ölçütleri içerisinde çekişmeli yargılama, gerekçeli karar, duruşmada hazır bulunma, susma hakkı ve diğer sanık hakları yanında ‘silahların eşitliği’, ‘yüzyüzelik’ ve ‘doğrudan doğruyalık’ ilkeleri de bulunmaktadır. ‘Adil yargılanma hakkının ulusal üstü düzeyde kabul görmüş ölçütleri arasında önemli bir yer tutan ‘silahların eşitliği’ ilkesi, davanın tarafları arasında yargılama sırasında usul hükümleri yönünden eşit konumda bulunma, taraflardan birine dezavantaj diğerine avantaj sağlayacak kurallara yer vermeme esasını içermekte, diğer bir deyişle davanın tarafları arasında hakkaniyete uygun bir dengenin varlığını gerekli kılmaktadır.”
Netice olarak, silahların eşitliği ilkesi ile, hukuk devletinin temeli olan herkesin kanunlar önünde eşit olması kuralının ve adil yargılanmanın sağlanması ve tarafların yargılama esnasında aynı haklara sahip olması sağlanmaktadır.
SON NOT.1: MAKALEDE BELİRTİLEN VE DİĞER HUKUKİ KONULU SORUNLARINIZDA BİLGİ EDİNEBİLMEK İÇİN SAYFAMIZDA VEREN ALAN SORU-CEVAP BÖLÜMÜNDEN SORULARINIZI SORABİLİRSİNİZ.
SON NOT.2: MAKALEMİZİN FAYDALI OLMASINI TEMENNİ EDERİZ. İŞ VE İŞLEMLERİNİZE ÖZEL DURUMLARIN OLABİLECEĞİNİ UNUTMAYINIZ. BU UĞURDA HAK VE ZAMAN KAYBINA UĞRAMAMANIZ İÇİN MUTLAKA AVUKATINIZA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.
Saygılarımızla,
GÜNEY HUKUK BÜROSU