KAMU ALACAKLARININ TAHSİLİ İLE ÖZEL ALACAKLARIN TAHSİLİNİN KARŞILAŞTIRMASI VE E-HACİZ
Kamu alacağı, en basit haliyle devletin alacaklarını ifade eder. Kamunun bu alacakları imtiyazlı alacak olarak adlandırılmaktadır. Örneğin; vergi alacakları, trafik cezaları, muhakemece sonucunda hükmedilmiş yargılama giderleri en yaygın kamu alacaklarıdır. Kamu alacaklarında alacaklı devlettir. Ancak belirtmek gerekir ki; Kamunun tarafı olduğu her alacak kamu alacağı değildir. Bu konuda aşağıda detaylı açıklamada bulunacağız. Özel alacaklar olarak bahsedilen ise özel hukuk gerçek ve tüzel kişilerinin alacaklarını ifade eder.
Kamu alacakları ile özel alacakların tahsili usulü birbirinden farklılık göstermektedir. Benzer işlemler ve kavramlar bulunsa da bu alacak tahsili işlemleri temelde birbirinden ayrılmaktadır. En başta şunu belirtmeliyiz ki, Kamu alacaklarının tahsili ile özel alacakların tahsili birbirinden farklı kanunlara göre ve farklı devlet kurumlarınca yapılmaktadır. Özel hukuk gerçek veya tüzel kişilerinin alacaklarının takibi ve tahsili 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre yapılmaktadır. Bu takibi yürütmeye ise İcra Müdürlükleri görevlidir. Kamu alacaklarının tahsili ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Kanununa göre yapılmaktadır. İşbu takibi yürüten kurum ise Gelir İdaresi Başkanlığı ve borçlunun kaydının bulunduğu ilgili Vergi Dairesidir. Kamunun alacaklarına ulaşma hususunda, özel hukuk kişilerinin alacaklarına ulaşmasına göre daha avantajlı olduğunu belirtmeliyiz. Zira alacaklı devlet olduğundan kamu gücü kullanılmakta ve resen hareket ile tahsilat işlemi yapılmaktadır. Alacağın cebren tahsili sürecinde özel icra yolu ve ayrıcalıklı usuller uygulanmaktadır. Ancak özel hukuk kişilerinin alacaklarının tahsilinde alacaklının mutlaka takip talebi sunarak icra takibini başlar ve diğer taraf takip işlemleri de talep ile gerçekleşir.
Aynı zamanda, kamu alacaklarının tahsilinde takip kesinleşmeden de güvenlik/koruma tedbirleri alınabilir. Kamu alacağının güvence altına alınmasına yönelik tedbirler ise teminat istenmesi, ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk, borçlunun hükümsüz sayılan tasarrufları ve iptal davası, rüçhan hakkı, olup özel alacaklara nispeten daha çeşitlidir. (Gerçek, 2010, s.20)
Kamu alacağının kapsamına ilişkin açıklama yapma gereği duymaktayız. AATUHK m. 1 uyarınca; Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi alacaklar “Asli kamu alacaklarıdır”. Aynı maddede belirtildiği üzere Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları feri kamu alacaklarıdır. Yine, Devletin, il özel idarelerinin ve belediyelerin sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme kaynaklı alacakları hariç kamu hizmetinin sunumundan kaynaklı alacakları bu kanun kapsamındadır. Fakat, burada kamu hizmeti kavramı dar yorumlanmış ve özel kurumların sunmuş olduğu kamu hizmetleri dolayısıyla sahip oldukları alacaklar kanun kapsamına alınmamıştır. Bu durum yukarıda da açıkladığımız üzere, alacak sahibinin devlet, il özel idaresi veya belediye olması gerektiği gereğidir. Tüm bu belirtilen alacakların takibinden doğan masrafların tahsili için de bu kanun uygulama alanı bulmaktadır. Satış, haciz, yakalama, tebligat-posta, ilan, muhafaza, yediemin masrafları takip masraflarına örnektir.
Genel bütçeli idareler dışında kalan diğer kamu idarelerinin cebri nitelikteki alacakları ise kamu alacağı olsa dahi özel kanunlarında 6183 sayılı Kanuna bir atıf mevcut değilse, 6183 sayılı Kanunun uygulanma imkanı yoktur. Ancak; özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kurullar ve sosyal güvenlik kurumlarının özel kanunlarında alacağın tahsili için 6183 sayılı kanuna atıf yapıldıysa, artık bu idarelerin alacaklarının tahsilinde de 6183 sayılı kanun uygulanacaktır. Buna örnek olarak Kabahatler Kanunu m.17/4, umumi Hıfzıssıhha Kanunu m.287, m.291, m.299, m.301. verilebilir. Yine 5648 sayılı Tarım Ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Hizmetleri Hakkında Kanunu m.15/4 uyarınca bu kurumun alacakları için 6183 sayılı AATUHK’na atıf yapılmıştır. Dolayısıyla kanunlarında bu şekilde atıf yapılan kurumların alacakları 6183 sy kanuna göre tahsil edilecektir. Ayrıca, 6138 sayılı AATUHK m.2’ye göre, Muhtelif kanunlarda Tahsili Emval Kanununa göre tahsil edileceği bildirilen her çeşit alacaklar hakkında da bu kanun hükümleri tatbik olunur.
Kamu alacağı doğuran işlemlerden biri de “İdari sözleşmeler” dir. 6183 sayılı AATUHK’nun uygulanacağı bir idari sözleşmeden bahsedebilmek için; taraflardan biri kamu idare-kurum-kuruluşu olması, sözleşmenin konusu kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin olması, bu yönetim hak ve özel hukuk tüzel kişisinin yetkilerini aşar nitelikle olması gerekir.
Amme alacağının tahsili usulünde, 6183 sayılı kanunun 55. Maddesine göre “Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir “ödeme emri” ile tebliğ olunur.” Karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde de 15 süre içerinde ödemesi, ödemezse teminatın paraya çevrileceği veya diğer cebren tahsilat yollarına girişileceği ihtar edilir. Ödeme emrinde, borcun 15 günlük müddette ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik kararı verilebilir. Ödeme emrine itiraz süresi, tebliğden itibaren başlar ve 15 gündür. Ödeme emrine itiraz, Vergi Usul Kanununa göre değerlendirilir. Kamuya borcu olup itiraz eden kişilerin itirazının reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir. İtirazın reddi halinde, borçlu ret kararının kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde mal bildiriminde bulunmak mecburiyetindedir. Burada da hapisle tazyik imkanı bulunmaktadır. İhtiyati haciz açısından da kamu alacaklarına ayrıcalık tanınmış olup 13. Maddeye göre ödeme emri tebliğ olmadan dahi ihtiyati haczin konulabildiği durumlar mevcuttur.
Kamu alacağının tahsilinde talep yerine resen harekete geçildiğini ayrıcalığını belirtmiştik. Bu ayrıcalığın yanında kamunun e- haciz yapma imkanı da bulunmaktadır. Ödeme süresi olan 15 geçtikten sonra, Vergi Dairesi Otomasyon Programı(VEDOP) üzerinden borçluların kişisel bilgileri, bağlı bulundukları vergi dairesine aktarılır. Alınan bilgiler yine elektronik ortamda, Gelir İdaresi Başkanlığına(GİB) iletilir. GİB, bankaları bilgilendirir ve hesaplara bir süre sonra elektronik haciz uygulanır. E-haciz uygulanabilecek olan borçlar yukarıda açıklamış olduğumuz alacaklardır. E-haciz diğer özel alacaklarda uygulanan hacze göre daha pratik ve kesin sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır. Bu durum da yine kamunun alacaklarına özel alacaklılardan daha kolay ulaşabildiğini göstermektedir.
6183 sayılı kanunda icra dairesinin yerine vergi dairesi haciz işlemini yapmaktadır. Elektronik haciz İşlemi icra dairesi değil vergi dairesi memuru tarafından yapılır E-hacizde de yine bankalardaki miktarlara, taşınır ve taşımaz mallara el konulabilir. Borçlu, E-devlet üzerinden kendine ait araç ve kendisine ait olan hesap içindeki miktara e- haciz olup olmadığını sorabilir. E–devlet üzerinden giriş yapıp ödeme yapabilmektedir. Aynı zamanda taksite dahi bağlanabilmektedir.
Ancak bu alacakların tahsilinde e-haciz yoluna gitmek zorunlu değildir. Özel alacakların tahsilinde olduğu gibi normal haciz de yapılabilmektedir. Hem e-hacizde hem de normal hacizde borçlunun haline münasip eşyaları haczedilmez ve bu konuda özel alacakların tahsili ile büyük fark yoktur.
Amme alacalarının tahsilinde bir diğer kolaylık tebligatların dahi elektronik ortamda yapılabilme imkanının olmasıdır. Özel alacaklarının tahsilinde tebligatın ulaşma süresinin uzunluğu takibin kesinleşmesini veya haczin konmasını geciktirip alacaklının alacağına geç ulaşmasına neden olmaktadır. Bu durum dahi kamu alacaklarının imtiyazlı olduğunu göstermektedir.
Görüldüğü üzere, kamu alacakları, kamu gücünün kullanılması ile özel alacaklara nazaran daha seri ve etkili bir şekilde tahsil edilebiliyor. Ancak özel alacakların tahsili ise halen tebligatlar, icra dosyaları, kesinleştirmeler, dosya düşmeler- yenilemeleri vs. ile tabiri caizse boğuşarak geçmektedir. Özel alacakların tahsilinde yakın bir tarihe kadar borçluya ait sorgulamalar yalnızca icra dairesi kanalıyla yapılabilmekteydi. Avukatlar UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamalarda yalnızca, borçluya ait araç veya taşınmazın varlığı bilgisine ulaşabilmekteyken bu konuda nispeten geliştirme yapılmış olup artık araç bilgisi ve taşınmaz bilgisi kısıtlı da olsa erişime sunulmuştur. Ayrıca, araç haczinin UYAP sistemi üzerinden konulması kolaylaşmıştır. Ancak tüm bu gelişmeler, amme alacağının tahsilinde kamunun sahip olduğu ayrıcalıkların ve kamu gücünü kullanma yetkisi ile kıyaslanabilir düzeyde değildir. Elbette kamunun alacağı, aslında vatandaşın alacağıdır diye düşünülebilir, ancak hukukun herkese eşit düzeyde yakın olması ve hak sahipleri arasında hakka ulaşma yolunda bu kadar uçurum olmaması gerekmektedir.
SON NOT.1: MAKALEDE BELİRTİLEN VE DİĞER HUKUKİ KONULU SORUNLARINIZDA BİLGİ EDİNEBİLMEK İÇİN SAYFAMIZDA VEREN ALAN SORU-CEVAP BÖLÜMÜNDEN SORULARINIZI SORABİLİRSİNİZ.
SON NOT.2: MAKALEMİZİN FAYDALI OLMASINI TEMENNİ EDERİZ. İŞ VE İŞLEMLERİNİZE ÖZEL DURUMLARIN OLABİLECEĞİNİ UNUTMAYINIZ. BU UĞURDA HAK VE ZAMAN KAYBINA UĞRAMAMANIZ İÇİN MUTLAKA AVUKATINIZA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.
Saygılarımızla,
GÜNEY HUKUK BÜROSU
Av. Fatma Betül ALTAŞ