ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU’NUN BİRTAKIM HÜKÜMLERİNİ İPTAL EDEN KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
GİRİŞ
Resmi Gazete’de 09.10.2020 tarihinde yayımlanan, Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas, 2020/40 Karar, 17.7.2020 tarih sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun birtakım hükümleri Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Buna göre;
* KTK m. 90 ilk cümlesinin ‘’…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.’’ ibaresi,
* KTK m. 90 ikinci cümlesinin ‘’…ve genel şartlarda’’ ibaresi,
* KTK 92. maddesinin (g), (h), (i) bentleri,
* KTK m. 93 birinci fıkrasının ‘’Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları…’’ ibaresi,
* KTK m. 97 birinci cümlesinde yer alan dava şartına ilişkin ibare,
* KTK m. 99 birinci fıkrasının ‘’…zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri’’ ibaresi iptali talep edilenler arasındadır.
Yazımızda öncelikle zorunlu mali mesuliyet sigortasına ilişkin açıklamalar yapılacak ardından iptali talep edilen ibareler tek tek incelenecek Anayasa Mahkemesi’nin görüşleri ile birlikte ortaya konulacaktır.
ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASINA İLİŞKİN GENEL AÇIKLAMALAR
Karayolları Trafik Kanunu m. 85 uyarınca; motorlu taşıt işleten ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, motorlu taşıtın işletilmesi sebebi ile meydana gelen destekten yoksun kalma zararını, bedensel zararı ve eşya zararını tazmin ile yükümlü tutulmuştur. Anılan hukuki sorumluluk, kusursuz sorumluluğun bir türü olan tehlike sorumluluğu olarak düzenlenmiştir.
Her ne kadar işleten, açıklanan zararların tazmini ile yükümlü tutulsa da bu zararların tazmin edilebilmesi işletenin ekonomik gücüne bağlıdır. Kanun işbu sebeple de ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI yaptırma yükümlülüğünü getirmiştir. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı ise; işletenin motorlu taşıtın işletilmesindeki menfaati ile 3. kişilerin bu motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle uğrayabilecekleri olası zararların tazmin edilmesindeki menfaatleri arasında denge sağlamak olarak açıklanabilir.
Zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin tarafları; işleten ile sigorta şirketidir. Bu kapsamda yapılan sigorta sözleşmelerinin ana içeriği Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir. Buradan da anlaşılacağı üzere; sigorta sözleşmesinin ana içeriğini Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından onaylanan genel şartlar oluşturur ve bu genel şartlar idarenin düzenleyici işlemi niteliğindedir.
Yukarıda vermiş olduğumuz tüm bilgilerden sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptali istenen ibarelere ilişkin vermiş olduğu karar tek tek ele alınacaktır.
KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU’NUN İPTALİ İSTENEN İBARELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
A) Anayasa Mahkemesi, KTK m. 90 ilk cümlesinin ‘’…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.’’ ibaresi ile KTK 92. maddesinin (i) bentlerinin iptaline karar vermiştir.
KTK’nın 90. maddesinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğunu düzenlemiştir.
KTK’nın 92. Maddesinin (i) bendinde, bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamının dışında olduğu düzenlemiştir.
Anılan kanun maddeleri birbirleri ile ilişkili olması sebebiyle Anayasa Mahkemesi tarafından birlikte değerlendirilmiştir.
Anılan kurallar, sigorta şirketinin borcunun kapsamının ne şekilde belirleneceğini düzenlemektedir. Bu hükümlere göre; sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğan borcun kapsamı genel şartlara göre belirlenecektir. Anayasa Mahkemesi sözleşme özgürlüğünün, sözleşmenin yapılacağı kişiyi seçmenin yanında sözleşme yapmama özgürlüğünü de içermesi sebebiyle anılan kuralları sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle hem Anayasa’da hem Türk Borçlar Kanunu’nda güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırlandırdığına karar vermiştir.
Kaldı ki; zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin ana içeriği idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi olan genel şartlar ile belirlendiğinden daha önce bahsedilmiş idi. İşbu sebeple borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunda belirtilmediği ve idareye geniş bir takdir yetkisi tanındığı sebepleriyle kuralların kanunilik yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varılmıştır.
Tüm bunlara ek olarak; motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle 3. kişilerin zarara uğraması halinde işletenin tazminat borcunun kapsamı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’na göre belirlenecek olup bu tazminatın ödenmesini teminat altına alan zorunlu mali sorumluluk sigortası uyarınca sigorta şirketinin borcunun kapsamı anılan genel şartlara göre belirlenmektedir. Bu halde örneğin; TBK’da zarar olarak nitelendirilen hususların genel şartlarda zarar olarak kabul edilmemiş olması halinde işletenin tazminat borcunun kapsamı ile sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamında farklılık olacaktır. İşbu farklılık, zarar gören 3.kişi ile işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine bir sonuç doğuracak olup menfaatler dengesinin bozulması sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Anayasa Mahkemesi, yukarıda açıklamış olduğumuz hususlara değinerek kuralların iptaline karar vermiştir.
B) Anayasa Mahkemesi, KTK 92. maddesinin (g) ve (h) bentlerinin iptali talebinin reddine karar vermiştir.
KTK’nın 92. Maddesinin (g) bendinde, hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamının dışında olduğu düzenlemiştir.
KTK’nın 92. Maddesinin (h) bendinde ise, ilgililerin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamının dışında olduğu düzenlemiştir.
Hak sahibinin kendi kusurlu davranışı sebebiyle uğradığı zarara kendisinin katlanması gerekliliği temel bir hukuk ilkesidir. Bu ilkeye dayanarak Kanun’un (g) bendinde; kendi kusurlu davranışı sebebiyle zarar görenin uğradığı zarar nedeniyle sigorta şirketine başvuramayacağı düzenlenmiştir. Bu hususta kuşku bulunmamakta ve ibarenin Anayasa’ya aykırı olduğu sonucuna varılamamaktadır.
Kanun’un (h) bendinin ise, kuralın kapsamının belirsiz olması sebebiyle iptali istenmiştir. Bentte geçen ‘’ilgililer’’ ibaresi ile; kazaya uğrayan kişi dışında tazminat talep edebilecek kişilerin ifade edildiği anlaşılmaktadır. Yine bentte geçen ‘’sigortalının sorumluluk riski’’ ibaresi ile sigortalının sorumluluğunun Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğunun ifade edildiği anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar değerlendirildiğinde bentte bir belirsizlik olmadığı görülmektedir.
Aslında bu bent ile amaçlanan; ilgililerin işletenin dahi sorumlu olmadığı tazminat taleplerini sigorta şirketine yöneltmemesini sağlamaktır. Bu durumun da işin niteliği gereği olduğu açıktır.
Anayasa Mahkemesi, aynı yönde gerekçe sunarak kuralların iptali talebini kabul etmemiştir.
C) Anayasa Mahkemesi, KTK 93. maddesinde yer alan ‘’Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları…’’ ibaresinin iptali talebinin reddine karar vermiştir.
KTK’nın 93. maddesi, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve teminatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır düzenlemesini içermektedir.
Anayasa Mahkemesi bu hükmü değerlendirirken, konunun idarenin düzenleyici işlemlerine bırakılıp bırakılamayacağı hususunu irdelemiştir. Anayasa’ya göre kanunla düzenlenmesi gerekmeyen bir konu, kanuni dayanağı olmak kaydıyla idarenin düzenleyici işlemlerine bırakılabilir. Ayrıca, Anayasa’da münhasıran kanunla düzenleneceği öngörülen konular da kanun ile temel konular saptandıktan sonra uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin hususlar yürütmeye bırakılabilir. Kanun maddesi ile yürütmeye düzenleyici nitelikte işlem yapma yetkisi tanınmıştır. Anayasa Mahkemesi yürütmenin düzenleyici nitelikte işlemi olan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarını tespit etme yetkisinin Bakanlığa bırakılmasının Anayasa’ya aykırı olmadığına kanaat getirmiştir.
D) Anayasa Mahkemesi, KTK 97. maddesinin birinci cümlesinin iptali talebinin reddine karar vermiştir.
KTK m. 97; zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi anılan kuralı incelerken hak arama hürriyetinin temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkına değinmiş ve bu hakka getirilen sınırlamanın Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine uygun ve ölçülü olup olmadığını değerlendirmiştir.
Anayasa Mahkemesi; uyuşmazlığın yargıya taşınmadan çözülmesi sağlanarak yargının iş yükünün azaltılması, zarar görenin tazminat alacağına kısa sürede kavuşulmasının sağlanması sebepleri ile Kanunla yapılan sınırlamanın amacına uygun, orantılı, gerekli ve elverişli olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Açıklanan nedenlerle de iptal talebinin reddine karar vermiştir.
E) Anayasa Mahkemesi, KTK m. 99 birinci fıkrasında yer alan ‘’…zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile belirlenen belgeleri’’ ibaresinin iptali talebinin reddine karar vermiştir.
KTK m. 99; sigortacıların, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile belirlenen belgeleri, sigortacının merkez ve kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduğu hükmünü içerir.
Ödenecek tazminatın belirlenebilmesi için öncelikle zararın belirlenmesi gerekmektedir. Gerek bedensel zararın gerekse eşya zararının belirlenmesi dolayısıyla da tazminatın hesaplanabilmesi için tazminat talebinde bulunulan kişi tarafından ileri sürülen iddia, olgu, belgelerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Sigorta şirketi tarafından yapılacak olan tazminat ödemesinin, hak sahibi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile belirlenecek belgelerin sigorta şirketine iletilmesi koşuluna bağlanmış olması işin doğası gereğidir.
Anılan belgelerin de bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelere bağlı olarak değişebileceği göz önüne alınarak bu belgelerin genel şartlar ile belirlenmesinde Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmamıştır. Bu sebeple de Anayasa Mahkemesi, ibarenin iptali talebinin reddine karar vermiştir.
ÖZETLE; motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle 3. kişilere verilen zarardan dolayı işletenin hukuki sorumluluğunun haksız fiilden doğan sorumluluk niteliğinde olması sebebiyle tazminat borcunun kapsamı TBK’ya göre belirlenirken, sigorta şirketinin teminat borcunun kapsamının genel şartlara göre belirlenmesi tazminat borcunun hesaplanmasında farklılığa yol açmakta idi. Sözleşmeden doğan borcun kapsamının genel şartlara göre belirlenmesi sözleşme özgürlüğünü de sınırlandırılmakta idi. Sözleşme özgürlüğüne sınırlama getiren düzenlemenin öncelikle kanunla yapılması gerekmektedir. Aynı zamanda, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğacak borcunun, idare tarafından her zaman değiştirilebilir nitelikte kurallar olan genel şartlara göre belirlenmesi idareye geniş bir takdir yetkisi tanımaktadır. İşbu sebeplerle Anayasa Mahkemesi, Karayolları Trafik Kanunu’ndaki ilgili hükümleri iptal etmiştir.
SON NOT.1: MAKALEDE BELİRTİLEN VE DİĞER HUKUKİ KONULU SORUNLARINIZDA BİLGİ EDİNEBİLMEK İÇİN SAYFAMIZDA VEREN ALAN "AVUKATA SOR" BÖLÜMÜNDEN SORULARINIZI SORABİLİRSİNİZ.
SON NOT.2: MAKALEMİZİN FAYDALI OLMASINI TEMENNİ EDERİZ. İŞ VE İŞLEMLERİNİZE ÖZEL DURUMLARIN OLABİLECEĞİNİ UNUTMAYINIZ. BU UĞURDA HAK VE ZAMAN KAYBINA UĞRAMAMANIZ İÇİN MUTLAKA AVUKATINIZA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.
AV. Didem GÜREM
Saygılarımızla,
GÜNEY HUKUK BÜROSU